Page 125 - 5.Sınıf Dorya Türkçe Sınıf İçi Uygulama Klavuzu_edited_edited
P. 125

16.Bölüm      METİNDEKİ HİKÂYE UNSURLARI
                        Hikâyede Dil ve Anlatım Özellikleri, Anlatıcı Türleri


                                         Sınıf İçi Alıştırma ve Uygulamalar

               Kılavuz Bilgi
              Kılavuz Bilgi


            HİKÂYEDE DİL VE ANLATIM ÖZELLİKLERİ
               Hikâyede dil, bilinen özellikleriyle karşımıza çıkmaz. Anlatılanlar
           olayların durumuna göre yan anlamlarla zenginleştirilmiş bir özellik-

           tedir. Kullanılan edebî dil, metnin kaleme alındığı dönemin sosyal ha-
           yatına, edebî zevkine ve anlayışına göre değişkenlik gösterir. Hikâyede
           kullanılan dilin ele alınan temayla ve verilmek istenen mesajla da
           doğrudan ilişkisi vardır.
              Bir gerçeklik yorumlanıp dönüştürülerek yeni bir gerçeklik ortaya konur. Bunun anlatılması da farklı
           bir dil gerektirir. Hikâyenin dili açık, akıcı ve günlük konuşma dilinden farklı olarak, etkili sözcük, de-

           yim atasözü ve tamlamalarla zenginleştirilmiş güzel bir dil olmalıdır.
              Açıklık: Bir cümlenin ya da metnin kolayca anlaşılabilir olmasına açıklık denir. Açık metin, anlatıcının
           anlatmak istediğini eksiksiz ileten metindir. Açık olamayan bir anlatım, anlatıcının anlatmak istedikle-
           rinin ya hiç anlaşılmamasına ya da eksik ve yanlış anlaşılmasına neden olur. Bir cümleden, birbirinden
           farklı iki anlam çıkıyorsa ya da o cümle hiç anlaşılamıyorsa bunun nedeni, anlatıcının, açıklık ilkesine
           uymamasıdır.

              Akıcılık: Bir metnin kolay okunur olma niteliğine akıcılık denir. Bir metnin kolay okunur olması, o
           metinde ses akışını bozacak, söylenmesi güç seslerin ve kelimelerin bulunmamasına ve anlatımda
           gereksiz tekrarlara başvurulmamasına bağlıdır.
              Akıcı bir anlatıma sahip olmak isteyen bir anlatıcı, anlamı bilinmeyen, söylenişi güç sözcük ve terimleri
           kullanmaktan kaçınır; çok uzun ve karmaşık ifadelere başvurmaz, aynı ek ve sözcükleri tekrarlamaz.

              Yalınlık: Anlatılmak istenenlerin sade, gösterişsiz ve süssüz ifadelerle dile getirilmesidir.
              Yalın anlatımla oluşturulmuş metinlerde, anlatılmak istenenler, kısa ve kesin ifadelerle dile getirilir;
           edebi sanatlara, özentili söyleyişlere başvurulmaz.
              Özlülük: Özlü anlatımda, az sözle çok şey anlatmak, esastır.

              Atasözlerinde ve özdeyişlerde özlü bir anlatım vardır. Çünkü bunlar, az sözcük kullanılarak oluştu-
           rulmuş, derin anlamlar taşıyan, başka bir deyişle “işin özü”nü anlatan sözlerdir.
              Doğallık: Olağan olmak, anlatımda yapmacık olay ve söyleyişlerden kaçınmaktır. Bir anlatıcının
           anlatma eylemi sırasında okuyucuların  “Yok canım, daha neler! Hiç inandırıcı değil!” demesi anlatımın
           doğal olmadığının işaretidir. Doğal anlatım, “içten, olağan, beklenildiği gibi, her zamanki gibi, bunda
           bir gariplik yok” dedirten anlatımdır.

              Doğal olmayan anlatıma örnek olarak, köy hayatının gerçeklerini dile getirmek isteyen bir yazarın,
           eserinde köylüleri filozoflar gibi konuşturması gösterilebilir.

                                                                                                            125
   120   121   122   123   124   125   126   127   128   129   130