Page 112 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 112
110
İSTANBUL
Selen Tuncal > İKÜ Sanat Yönetimi Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi
AŞİYAN’DA
YAĞMURLU BİR
NİSAN SABAHI...
7 Nisan sabahı düştüm yollara.
Aylardan nisan olduğuna bakmayın,
ilkbahar değil de, kış mevsiminin ayaz
mı ayaz aylarından birini yaşadığımıza
inandırıyordu bizi hava.. Boğaziçi
Köprüsü’nden geçerken azalmakta
olan sis eşlik etti bana. Tabiat, Fikret’e
gittiğimi tahmin etmiş ve bana “Sis”
şiirini hatırlatıyordu adeta.
Boğaziçi Üniversitesi’nden bağlanan
yol ile ulaştım Aşiyan’a. Aşiyan
şairimiz Tevfik Fikret’in evidir.
Fikret’in boğazı gören bahçe içinde
gönlünce bir ev yapma özlemi vardı.
Böyle bir evde yaşama arzusunu da
bu ev ile gerçekleştirdi.
Rumeli Hisarı’nın sırtlarında,
öğretmenlik yaptığı Robert Koleji’nin
yakınında, eşiyle birlikte çok severek
gezintiye çıktığı bu yerde evini yaptı.
Boğaza tamamen hakim, hemen
karşısında Göksu manzarası bulunan
bu güzide yere, resimlerini yapmak
ya da akşamüzeri oturmak için eşi ile ve planlarını bizzat kendisi yaptı. o dönemini görebilseydim dedirten
birlikte sık sık gider, orada kurmak Bu güzel ev ağaçlıklar içinde, bir yerde. Fikret, farsça “kuş yuvası”
istedikleri yuvanın tüm detaylarına bahçesinden girdiğiniz anda cennet anlamına gelen “Aşiyan” ismini verdi
dair planlar yaparlar, mutluluk içinde etkisi yaratan, olağanüstü bir havaya hayallerini kurarak yaptırdığı bu çok
hayaller kurarlardı. sahip. O dönemde Fikret Ailesi’nin sevdiği evine.
konuklarından biri olarak, onlarla
Tevfik Fikret, evin mimari çizimlerini sohbet etme şansına erişerek, bu evin Şairin “Aşiyan” adını verdiği gözbebeği

