Page 231 - 2019_Almanak
P. 231

231
           Eğitimin, eşitliğin sağlanmasında ve kalıcı olmasındaki rolü nedir?

           Eğitim her şeyden önce farkındalık geliştiriyor. Bireyin kendisine, dünyaya,
           insana karşı farkındalığı. İkincisi sorgulama, eleştirme gücünü, refleksini
           kazandırıyor. Dolayısıyla nitelikli eğitim, eşitliğin ilk kuralı. Ancak sözü edilen
           yalnızca K12 ya da üniversite eğitimi değil. Eğitim herkes için, her yaşta
           ve konumda bir ihtiyaç. Örneğin kadının toplumdaki konumu, dediğim gibi,
           toplumun çekirdeği olan ailedeki rolleriyle şekilleniyor. Bu noktada bir eğitimci
           ve bir yönetici olarak önce çekirdek ailelerin eğitimini destekliyorum. Ek olarak
           zihniyet değişimi için erkek çocuk annelerinin hayati öneme sahip olduğunu
           düşünüyorum. Bizim toplumumuz erkek egemen bir toplum olsa da dünya artık
           “paylaşımcı aile modeli”ne doğru evriliyor. Paylaşımcı aile modeliyle, kadının
           üreten bir insan olduğunu, üretken olduğunu ama yalnızca evde değil dışarıda
           da üretebileceği fikrini içselleştiren nesiller geliyor. Erkek annelerinin de bu
           noktada çocuklarına baba kadar önemli bir rol model olduğunu göstermeleri
           önemli.
           Sizce cinsiyetler arası eşitlik, bir gün hayal edildiği, planlandığı, olması
           gerektiği gibi gerçekleşebilecek mi?
           Ben gelecekten umutluyum çünkü internet ile birlikte bilgiye erişim inanılmaz
           derecede arttı; farklılıklara saygı artık ön planda. Cinsel, etnik, dinsel
           farklılıkları kabul etmek ve saygıyla yaklaşmak, aslında erken çocukluk
           döneminde, okul öncesi eğitimle kazanılıyor. Bu nedenle ne kadar erken
           ve güçlü eğitim o ölçüde eşitlik ve saygıyı getirecek. Önemli olan destek
           olabilmek. Şunu çok sık gözlemliyorum: Kadınların iş yaşamında, doğalarından
           gelen çok güzel özellikleri var; paylaşım, koruyucu, takım çalışmasına
           yatkınlık, çok yönlü düşünce gibi... Toplum olarak da güzel ve bence benzersiz
           yönlerimiz var: Zor zamanlarda kenetlenmek, duyarlılık gibi. Bu özelliklerin
           farkına varıp, ötekileştirmeden, ayrım yapmadan birleşirsek bence ülkenin
           çalışma kültürü çok farklı bir yere gelebilir.

           Annelik mi yoksa Mütevelli Heyet Başkanlığı mı sizi daha çok zorluyor?
           Annelikte, çocukların ergenlik döneminde çok zorlandığım zamanlar oldu.
           Mütevelli Heyet Başkanlığı’nda babamla çalışırken çok daha rahattım ama
           tek başıma kaldığım dönemlerde zorlandığım zamanlar oldu. Babam yine de
           her zaman bana destek, sağ olsun. İkisini birlikte götürmek kolay değil, zaman
           zaman zorluyor. Ama bir düzen kuruyorsunuz.



















                                                       İKÜ’DE BİR YIL
   226   227   228   229   230   231   232   233   234   235   236