Page 26 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 26

24










                   İSTANBUL                          Burçak Evren > Eleştirmen


                                                                         > Yazar




                                                  ama  kaldırılmasına  rağmen  etkisini   kap olduğunu yazar:
                                                  bir  süre  daha  sürdürmüştü.  Saka   “Su  membalarından  su  fıçı  ile
            “AŞK ATEŞİ                            gediği  kaldırıldıktan  sonra  kimi   getirilirken  şehirdeki  çeşmelerden

            SÖNDÜRÜR” DİYE                        çeşmeler  üzerine  “Bu  çeşmede  saka   evlere kırba ile ve sakalar vasıtasıyla
                                                                                       taşınırdı.
                                                  gediği yoktur” yazıları konmuştu.
            BAĞIRIRLARDI                          Sakalar   önceleri   kırba   denilen   Bugün  fıçıyı  şarap,  sirke,  bira
            SAKALAR VE                            köseleden yapılmış bir çeşit tulumla   vesileleriyle  yine  kullanmaktayız  ve

            SEBİLCİLER                            su satarlardı. Kırba, bir çeşit su kabının   münasebetsiz  bir  kaptır.  Simsiyah,
                                                                                       sırılsıklam  bir  tulumdu;  yine  bu
                                                  adıydı. Kösele altı kare şeklinde olan
                                                  bir tahtanın üzerine demir çemberle   derinin uzanmış kısmından teşekkül
            SAKALAR                               eklenirdi.  Yukarıya  doğru  gittikçe   dar  bir  ağzı  vardı.  Saka  onu  sırtına
                                                  daralan  yaklaşık  bir  metre  boyunda   vurur,  fakat  rutubeti  ciğerlerine
            Saka,  Arapça’da  su  getiren  ya  da   gövde kısmı, on santim uzunluğunda   geçmesin  diye    de  deriden  bir  yelek
            taşıyan  anlamına  gelen  sakka’dan   da bir uç kısmı bulunurdu. Kırbanın   giymeyi  ihmal  etmezdi.  Çeşmeye
            gelmiştir. Bu sözcük Yeniçeri ocağının   içine  su  doldurulduktan  sonra  ağzı   yanaştı  mı,  kırbanın  ağzını  musluğa
            su  gereksinimini  karşılayanlar  için   ikiye  katlanır,  su  sızdırmaması   yanaştırır, doldurur, Kırba, sevimsiz,
            kullanılmıştır.  Yeniçerilik  ortadan   için  halkalı  bir  meşinle  bağlanırdı.   hatta içi çıkarılmamış bir işkembeye
            kaldırıldıktan  sonra  ise  saka  yerine   Omuzda  taşınan  kırbaların  ağız  ile   benzemek  itibariyle  çirkin  bir  şeydi
            daha çok sebilci adı kullanılmıştır.   dip kısmına tutturulmuş bir de kösele   amma hem doldurma, hem boşaltma
                                                  kolu  bulunurdu.  Sakalar,  kırbadan   cihetinden  pek  pratikti;  sırttan
            Saka  teşkilatı  sarayda  da  vardı  ve   kaynaklanan  nemini  bedenlerine   indirmeye, elde taşımaya, başkasının
            bunların  başında  sakabaşı  denilen   geçmemesi  için  kalın  kumaştan  bir   yardımına  lüzum  bırakmazdı.  Saka,
            bir  amir  bulunurdu.  Sakabaşları    yelek giyerlerdi.                    eve  girince  küpün  kapağını  kaldırır,
            önce  baltacılar  arasından  seçilirdi,                                    kırbanın  ağzını  çevirdi  mi,  su  kısa
            I.  Mahmut  zamanında  ise  bu  görev   Sebilcilerin  taşıdığı  kırbaların  ise   bir müddet zarfında lok lok bu deri
            mutemet hasakilerine verildi. Divan-ı   sakalarınkinden daha küçüktü ve ağız   kaptan  toprak  kaba  nakli  mekan
            Hümayun sakaları da denilen ve ocak   kısımları meşin değildi. Ağız yuvarlak   ediverirdi.  Ondan  sonra  tebeşirle
            halinde bulunan bu teşkilata mensup   bir  tahtaya  geçirilir,  onun  ucuna   kapı pervazına çizgi çekmekten başka
            kişiler,  suyu  gümüş  kaplar  içinde   da  bir  musluk  takılırdı.  Atlı  sakalar   iş kalmazdı.”
            taşıdıkları için Sakayan-ı sim-i hassa   da  kırba  kullanırlardı.  Atların  iki
            adını da alırlardı.                   tarafından  astıkları  kırbalara  meşin   Halk arasında “Saka tebeşiri gibi çift
                                                  kovalarla  su  doldururlar,  suyu  ise   yazar”  deyimi  buradan  gelmiştir.
            Çeşmeden  su  alma  imtiyazına  saka   bir ucu suyun seviyesinden yukarıda   Çünkü,  bazı  sakalar  ev  sahibini
            gediği sahipti. Senede bağlanmış olan   olan hortumlarla boşaltırlardı.    aldatmak   için   tebeşirin   ucunu
            bu gedik, alınıp satılır, varislere intikal                                çentikle  ikiye  ayırır,  böylece  kapıya
            ederdi. Bir çeşit tekel konumundaydı.   Refik  Halid  Karay  (Üç  Nesil,  Üç   bir defa da iki çizgi çizmiş olurlardı.
            Daha  sonraları  sorun  olan  bu  gedik   Hayat) kitabında kırbanın pratik ama
            15 Kanunusani 1282’ de kaldırılmış,   o denli de sevimsiz, münasebetsiz bir   Sakalar kırba ve tulumların yanı sıra
   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31