Page 21 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 21

19























               başşehir. Hem bir vitrin, hem geçmişe   görmemişsek, ayda birkaç konser veya   Sokaklarında  her  gün  bir  roman
               bir yolculuk… Hızına bir yazar olarak   sahne  sanatı  izlemezsek  neredeyse   kahramanıyla   karşılaştığım   için
               ben yetişemesem de, hâlâ değişmeye    kendimizi yaşamamış hisseder olduk.   seni  seviyorum  ve  sevmekte  sana
               devam  ediyor.  İstanbul’da  halen    Eskiden  yalnızca  üst  gelir  grupları   mecburum…
               yetmişin  üzerinde  kültür  merkezi   için  geçerli  olan  bu  alışkanlıklar,
               bulunmaktadır ve bunlardan ellisi son   gitgide  alt  gelirli  vatandaşlara  da
               beş  yılda  kurulmuştur.  İstanbul’un   yansıtılmakta, medya, sinema, tiyatro,   Kaynakça
               merkezinden  başlayıp  kenar  semt    kültür merkezi vs. derken kültürel ve
               ve  ilçelerine  kadar  yayılarak  her   sanatsal mekanlar artık uğrak yerleri   Bk.  1954 La Haye Konferansı’nda ka-
                                                                                             1
               ay,  benim  bilebildiğim,  üç  yüzün   haline getirilmektedir. Orda buradaki   bul  edilen,  “Silahlı  Çatışma  Halinde
               üzerinde kültürel ve sanatsal etkinlik   finans   merkezleri   kadar   sanat   Kültür Mallarının Korunmasına Dair
               düzenleniyor.  Pek  çoğu  uluslararası   galerileri de birer mabede dönüşmek   Sözleşme”ye göre milletler, “Ülkelerinde
               olmadığı  ve  maalesef  basının  ilgi   üzere. Sanat ve kültür dünya tarihinin   bulunan  kültür  mallarıyla  bunların
               göstermediği    -bazen  bu  ilgisizlik,   hiçbir  döneminde  olmadığı  kadar   korunma  tesislerini  ve  civarlarındaki
               kasıtlı olabilmektedir- bu etkinlikler,   önem  kazandı.  Dünyanın  son  elli   yerleri,  silâhlı  bir  çatışma  halinde
               şehirde  nefes  alan  insanların  artık   yılını  terazinin  bir  kefesine,  diğer   bu  eserleri  tahribe  veya  bozulmaya
               kültüre  duyarsız  kalamayacaklarını,   binlerce yılı da diğer kefeye koysanız,   maruz  bırakabilecek  maksatlar  için
               tersinden söylersek kültürün kendini   son  elli  yılın  gelişim  ve  değişimi   kullanmaktan sakınmak ve bu mallara
               dayatma noktasına geldiğini açıklıyor.   ağdırır. Bütün bu gelişmelerin vitrini   karşı her türlü düşmanca davranıştan
               Bunun  öteki  cephesinde  sermaye     ise  İstanbul  gibi  küresel  şehirlerdir.   kaçınmak suretiyle işbu mallara riay-
               gurupları  kültüre  yatırım  yapmaya   Üstelik İstanbul doğu ile batı arasında   eti taahhüt ederler.”
               başladılar.  En  büyük  holding  veya   sıradan bir şehir değil, doğuyu batıya,
               şirketler  kültür  merkezleri,  müzeler,   batıyı  doğuya  bağlayan  bir  şehirdir.
               sergi  salonları  açmaya  ve  işletmeye   Bugün  Tahran’dan  Paris’e  yahut
               başladılar. Kar amaçlı bazı yatırımlar   Bişkek’ten Viyana’ya bakan bir insan
               sanat eserleri üzerinden saklanır oldu.   önce  İstanbul’u  görüyor.  Siyasette,
               Bir Van Gogh veya  Dali tablosu artık   ekonomide, ticaret ve bilgide İstanbul
               çelik  kasaların  meblağlarına  eşit  ve   doğu  ile  batıyı  buluşturmak,  doğu
               üstelik banknotlar gibi çelik kasalarda   ile  batı  arasında  bir  işleyiş  kurmak,
               saklanıyor. Urartular çağından kalma   İslam  dünyası  ile  Hıristiyan  dünya
               küçük  bir  kupaya,  iki  çanta  dolusu   arasında bir ortak zemin oluşturmak
               dolara  eşdeğer  kıymet  biçiliyor.   üzere enerji üretiyor. Çünkü İstanbul
               Sıradan  bir  turist  bile  gittiği  yerin   bir doğu şehridir ve İstanbul bir batı
               kültürel  zenginliğine  ilişkin  birkaç   şehridir.  Arafta  değildir.  Hem  batılı,
               obje  satın  almazsa  kendini  eksik   hem doğuludur. Kültürüyle, sanatıyla,
               hissediyor.  Öyle ki ayda bir müzelere   anlayışıyla ve yerleşimiyle…
               gitmezsek,  yeni  açılan  bir  sergiyi   Eis  tin  polin,  ey  görkemli  ruh!..
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26