Page 80 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 80

78


















            dinlerden  de  olsak,  aynı  yaratana   varlıklı kişilerin atlarının bulunduğu   barındırır olmuştur.
            inandığımızı,  bu  törenin  onlar  için   alan anlamında kullanılmıştır. Türkçe
            önemli olduğunu, eğer kiliseye gidene   ‘at tavlası’ sözcüğü zamanla Rumca’da   Kurtuluş’un   kuruluşunun   da
            kadar mumları sönmezse dileklerinin   ‘Ta At Tavla’ veya ‘Tataula’ biçimimde   Türkiye’deki  pek  çok  ilçe  ve  semtin
            gerçek    olacağına   inandıklarını   söylenir   olmuştur.   İstanbul’un   kuruluşunda  olduğu  gibi  ihtiyaca
            söyledi…  O  gece  tüm  kalbimle,     fethinden  önce  boş  olan  bölgede,   yönelik  belli  bir  meslek  grubundan
            Madam      Christina’nın   kiliseye   Bizans’lılar  Dönemi’nde  Galata’da   yine  belli  bir  zümrenin,  bölgeye
            giderken taşıdığı mumun sönmemesi     yerleşmiş   olan    Ceneviz’lilerin   devlet eliyle yerleştirilmesiyle olduğu
            ve dileklerinin kabul olması için dua   ahır  ve  kuyularının  bulunduğu   görülmektedir.
            ettim…                                sanılmaktadır. Fetih’ten hemen sonra
                                                  da  Tatavla’dan  Kağıthane’ye  kadar   Kanuni Sultan Süleyman döneminde
            Bu     semtte   geçen    çocukluk     uzanan  geniş  ve  boş  alan  padişah   (1520-1566)  yaşayan  ve  Osmanlı
            günlerimde  Lefter  adı  geçtiğinde   atlarına  otlak  olarak  seçilmiş.  Daha   tarihinin   önemli   simalarından
            gözleri  dolan  insanları  gördüm…    sonraları oluşan semtin Tatavla adını   olan    Barbaros  Hayreddin  Paşa’nın
            Lefter’i   anarken,   Metin   Oktay   almış  olmasının  da  bu  nedenlere   Ege  ve  Akdeniz’den,  özellikle  de
            adının  geçtiğini,  Beşiktaşlı  Niko’dan   dayandığı tahmin edilmekte.     Sakız  Adası’ndan  gemi  yapımında
            bahsedilirken,   asıl   adı   Nikola                                       çalıştırılmak  üzere  getirdiği  on
            Büyükvafiadis  olan  Galatasaraylı    Tatavla,   Osmanlı    İstanbul’una   bini  aşkın  Rum  esir,  Kurtuluş’a
            Boduri’yi duydum… Lefter’in en çok    serpiştirilmiş  çok  sayıdaki  yerleşim   yerleştirilmiştir. Böylece, Kurtuluş’un
            beğendiği  futbolcuymuş meğer…        birimi     arasında,    ötekilerde   da  kuruluş  öyküsü  başlamış  olur.
            Merak  ettim…    Bu  merak,  belki  de   görülmeyen  bir  özelliğe  sahipti.   Tersaneliler olarak da anılan, önceleri
            benim bugünüme yol haritası oldu…     İstanbul’un   bazı    semtlerinde,   Kasımpaşa  tersanelerinde  çalışan  ve
            AEK  ve  PAOK  takımları  kazanınca   1960’ların  ortalarına  kadar  Rum   gemi  yapımında  usta  Rum  esirler,
            sevinen büyüklerim oldu etrafımda…    karakteri  görülmekle  birlikte  hiçbiri   daha  sonraları  tulumbacılıkta  ve
            O zamanlar bilmiyordum elbette; bu    burası kadar katıksız Rum olmamıştır.   ayakkabı  imalatında  da  oldukça
            iki takımı İstanbul’dan göç eden, Rum   1793 tarihli bir fermana göre semte,   başarılı olurlar.
            asıllı  İstanbul’luların  kurduğunu.   Rum  ortodokslardan  başka  millet
            Renkleri  ile  amblemlerini  İstanbul   ve  dine  mensup  kişilerin  yerleşmesi   Rum   tulumbacıların   yangın
            kulüplerinden     aldıkları   için    yasaklanmıştır. 18. yüzyılın sonlarına   söndürmekteki  başarıları  defalarca
            onlara   gittikleri   ülkede,   “Türk   doğru   ise   Kurtuluş’ta   yaşayan   takdir   görürken,   imal   ettikleri
            tohumu”  anlamına  gelen  sıfatlar    Rum’ların  sayısı  20  bini  bulur  ve   ayakkabılar,   ilerleyen   yıllarda
            yapıştırdıklarını  da.  Bir  de,  sahiden   bölgeye  yabancıların  girmemesini   Beyoğlu’nun en gözde dükkanlarında
            neden  Tatavla  diyorlardı  bizim     talep  ederler.  1884’e  gelindiğinde   alıcılarıyla  buluşur.  Bunlar  arasında,
            Kurtuluş’a?                           Kurtuluş  özel  bir  yönetmelik  ile   mokasen  ayakkabıların  yanı  sıra
                                                  yönetilir  hale  gelir.  Bu  kendine  has   yıllarca   futbolculara   krampon
            Tatavla   sözcüğünün    kökeninin,    durum,  aşağı  yukarı  20.  yüzyılın   temin  eden  Rum’lar  oldu.  Gazeteci
            Rumca  ‘stavli’,  ‘ta  tavla’  yani  “ahır”   ilk  yıllarına  kadar  geçerliliğini   İlhan  Söyler’in;  “çivili  kramponlar,
            ya da “ahırlar” olduğunu görüyoruz.   korumuştur.   Kurtuluş,   ilerleyen   patiska  formalar”  adlı  Hürriyet
            Bazı  yazarlara  göre  ise;  Tatarca   yıllarda  Rum  nüfusun  yanında,    Gazetesi’nde  yer  alan  yazısında
            kökenli Türkçe bir sözcük olan ‘Tavla’,   Ermeni ve Yahudileri de bünyesinde   ifade  ettiği  gibi;  “Türkiye’de  eskiden
   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85