Page 801 - 2019_Almanak
P. 801

801

           Akıngüç’e göre, eğitim sistemi yalnızca öğrenci yetiştirmeye odaklı.
           Oysa sistemin öğretmenlere karşı da eğitim sorumluluğu var.
           Kültür Koleji kurucusu, İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyeti
           Onursal Başkanı  Fahamettin Akıngüç ile hem kendi okulu hem de
           eğitim sistemi üzerine konuştuk.
           - Kültür Okullarını neden kurdunuz? Hedefiniz neydi? Buna
           ulaştınız mı?

           Ben, Kültür Koleji’nin kuruluşu olan 1960’a kadar, 10 yıl inşaat
           mühendisliği ve müteahhitlik yaptım. Mühendisliği çok severek
           yaptım, ancak koşulları çok yıpratıcıydı. Çalışma süreçleri net ve
           özgür değildi. Bu sıkıntıları yönetmeye çalışıyordum ancak 1958’de
           Türkiye’de yaşanan devalüasyon, her şeyi yeniden gözden geçirmeye
           zorladı.  Ekonomik olarak, telafi edilmesi çok güç, ciddi bir
           darboğaza girdim. Mühendislikten sonra bilgime, gözlemime en çok
           güvendiğim saha eğitimdi diyebilirim. Ancak Kültür Koleji’ni açmak
           öyle bir anda, yoktan var olmuş bir fikir ya da körü körüne girdiğim
           bir macera değildi.


           BABA MİRASINI YAŞATMAK
           Babam Halil Akıngüç’ün ilk kez Eskişehir’de kurduğu ve ben
           üniversiteyi kazanınca İstanbul’da devam ettirdiği Kültür Ders
           evi, benim için bir öğretmen okulu oldu. Orada matematik ve fizik
           dersleri verirdim. Üniversite mezuniyetimden sonra, bakanlıktan
           onaylı öğretmenlik belgesi almam konusunda da beni yönlendiren
           babam Halil Akıngüç olmuştu. Bir okul açmaya da daima sıcak
           bakardı. Hatta bina olarak uygun gördüğü yerler için “Şu adreste bir
           bina gördüm, git, bir incele bakalım” diye benden fizibilite isterdi.
           Özetle, Kültür Koleji’ni kurma nedenim için tek bir şey söylemek çok
           zor. Biraz o günün şartları, belki babasının mirasını en doğru şekilde
           yaşatmak, onun hayalini gerçekleştirmek isteyen, hatta ona özenen
           evlat psikolojisi, belki okumaya duyduğum derin sevgi, belki ailemi,
           kendimi hem maddi hem saygınlık anlamında en az mühendislik
           kadar tatmin edebilecek bir iş yapmak kaygısı...

           Bir Cumhuriyet çocuğu olarak, iyi eğitimin insanın, ülkenin yaşamını
           nasıl değiştirebileceğini bire bir tecrübe etmiş olmam. Hepsi, Kültür
           Koleji’nin kuruluş nedeni olabilir. Tek bir şey söylemek zor. Hedefime
           gelince... Hedefim, yaptığım her işte olduğu gibi, bir fayda, bir
           değer üretebilmekti. Buna ulaştınız mı sorunuza gelirsek... 60’ıncı
           yılımızı geride bıraktık, belli bir yere geldik ama her zaman daha
           iyisi mümkün. Bu nedenle tam anlamıyla hedefe ulaşmaktan söz
           edemem. Mutlaka bir eksiğimiz vardır. Tamamlanması, gelişmesi,
           iyileşmesi, değişmesi, gereken bir şeyler mutlaka vardır.

                                                       İKÜ’DE BİR YIL
   796   797   798   799   800   801   802   803   804   805   806