Page 46 - abstract-Book-version-22.10.18
P. 46
III. EUROPEAN CONFERENCE ON SCIENCE, ART & CULTURE
ECSAC’18 – NORTHERN CYPRUS
Gazimağusa, October12-14, 2018
OP-40
POST-MORTEM SANAT VE KADIN
Ceylan SEBIK
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Bu çalışmada Post-Mortem Sanat Fransızca adıyla objet trouve yani buluntu nesne olarak tanımlanan objelerin, toplumsal bir
töz olarak kabul gören normlar ile belirli temalar eşliğinde kompoze edilmesinden doğmuştur. Var olandan yola çıkılan bir yaklaşım
içeren buluntu nesnelerin sanatsal yorumuna kronolojik olarak bakıldığında bu yaklaşımın nirengi noktasında Marcel Duchamp
ve dolayısıyla Dadaizm akımını görmek kaçınılmazdır. Duchamp’ın gündelik kullanıma uygun bir hazır nesne olarak var olagelen
pisuvarı “Çeşme” adlı sanat eseri olarak sanat ortamlarına yerleştirmesiyle başlayan yankılar bugün hala diriliğini korumaktadır.
Yine Andy Warhol’un yüksek kültür alçak kültür bağlamında yaptığı ironik eleştirilerin bir çıkışı olan hazır nesnelerin sanatsal
yorumunda benzer durumların farklı dönem ve farklı sanatçılar arasında paydaşlık yaratmıştır. Çalışma disiplini olarak Outdoor
Education (Açık Havada Eğitim) yaklaşımını benimseyen sanatçı, bu eğitim yaklaşımının da özünde olan; rastlantısal verilerin
anlamalı bir bütüne doğru serüvenini yaşantılamakla birlikte elde ettiği izlekleri izler kitlenin beğenisine sunmaktadır.
Çalışmada yer alan eserlerde kullanılan buluntu obje hayvan kemikleridir. Eserler; giriş kısmında
bahsi geçen toplumsal normların temelinde ise kadın ve kadınla etiketlenen kimlikler teması ile
çalışılmıştır. Bu bağlamda gösterge bilimsel olarak bakıldığında, düz anlam tabakasında; sanatın,
sanatsal bir söylemi olan Kendinde Güzel ifadesini doğrulayan hayvan kemiklerinin orijinal
hallerindeki kabartı, desen, çizgi, birlik-bütünlük, boşluk-doluluk ve saydamlık vb. grift ilişkiler
bütününe hakim bu objelerin renk ve yazıyla kompoze edilmesi yatmaktadır.
Zeyno Nene’nin Sandığı, 20x30
cm, duralit üzerine asamblaj
Yan anlamda ise kadınla gelen ve cinsiyetle doğan ayırımın sosyal yankıları anlatılmaktadır.
Dolayısıyla “Kadın, kız, bayan” vb. kavramlar etrafında yaratılan içeriksel ayırımlara tabi olarak
takılan adlar üzerindeki belirleyici olan bu kategoriler göstergeler aracılığı ile aktarılmıştır. Ana
temayı belirleyen alt temalarda ise; kızlık zarı, evli kadın, dul kadın, doğuran kadın, kısır kadın,
gelin kuşağı, göbek bağı, kordon bağı, kentli kadın, ırgat kadın vb. kodlar (Verici + İleti + Alıcı)
üçgenindeki bağlama oturtulmuştur.
Kordon Bağı,20x30 Cm, Duralit
Üzerine Asamblaj
Bu süreçte izlenen yolda ortaya konulan fiziksel nesne (gösteren) ile zihinsel ürün (gösterilen) arasındaki
ilişki çalışmanın bağlamını oluşturmaktadır. Dolayısıyla çalışmanın görsel gösterge bilimsel çözümlemesi
salt semiyolojik bir anlatıdan öteye geçerek reel ve irreel anlam tabakalarını içeren ontolojik bir
çözümlemeyi de işaret etmektedir. Eserlerde kullanılan yazı karakterleri ve harfler; basma-kalıp ve birin
tekrarı olan, dayanağı ve sosyal bir aidiyeti olmayan kitsch yargıları ve bu yargılarla kimlik bulmuş siyah,
kırmızı, yeşil, mavi, mor ve turuncu renklerin yer yer kullanımıyla desteklenmiştir. Nitekim kullanılan
kumaşlar da yine kadının sosyal statüsündeki belirleyici göstergeler olarak (basma ve pazen ile bilinen
ırgat kadın) öne çıkmaktadır. Kullanılan ipler aracılığıyla da; bazen bağlılığa, bazen bağımlılığa, bazen de
baskılanmışlığa göndermeler yapılmaktadır.
Buradayım-Gelin Bağı, 20x30
Cm, Duralit Üzerine Asamblaj
Bir sanatçının kendi sözcesini yani göstergesini aktarırken nasıl yola çıktığı ve neyi amaçladığı dikkate değer bir problemdir. Buluntu
nesneler aracılığıyla oluşturulan bu çalışma bir bakıma Merleau-Ponty’ın “Ressamların gerçek nesneler üzerinde çalışırken bile amaçları
nesnenin kendisini akla getirmek değildir. Asıl amaçları tuvalin üzerinde kendi kendine yeter bir görüntü kurmaktır (Merleau-Ponty, 2005,
s.62).” ifadesini doğrulamaktadır. Dolayısıyla her sanatsal edimde sanat eseri; kendisini oluşturan argümanları öznel kimliğinden bağımsız
hale getirerek yeni bir formda, yeni bir içerik giyinmektedir. Bu çalışmadaki çözümlemenin sanatçı tabakasındaki durumu ise; sanatçının
Açık Havada Eğitim (AHE) deneyimlerinin ve özellikle sanat eğitimi için sınırsız olanaklar sunan açık alanların ve buralarda bulunan her
biri kendinde güzel olan nesnelerin birer sanat objesine dönüşebilirliği üzerine geçirdiği süreçlerin yansımalarına rastlanmaktadır. Sonuç
olarak sanatçı bu çalışma kapsamında, normal eğitim dizgesindeki sanat eğitiminde işlenmiş ve kullanıma hazır hale getirilmiş (boya,
kalem, tuval, tutkal vb.) malzemeler olmaksızın doğanın insanoğluna sunduğu malzemenin; canlıdan doğaya ve doğadan canlıya geçiş
koridorunda görsel hafızanın algıda seçicilik ile oluşturduğu düzen ya da düzensizliğin rastlantılara gebe serüvenini sanatın plastik dili
kanalıyla sunmaktadır.
40
G ECE
AKADEMI .

