Page 17 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 17

15























               düşünmeye  zorlarsa,  bu,  sizin      bir  türlü  tahammül
               fikirlerinize    katılmadığımdan      edemiyorum.
               değil,       İstanbul’da      bir
               yazarın       ne       hissettiğini   Size   de   olmuştur
               göstermek         isteyişimdendir.    mutlaka,      şehirler,
                                                     genellikle   çehrelerini
               İstanbul’u    ilk  defa  1977  yılında   biz   fark   etmeden
               gördüm.  Özlemini  çeke  çeke         değiştiriyorlar.     Sanki
               büyümüştüm  ve  karlı  bir  Ocak      bir   el,   biz   uykudayken,
               seherinde  bir  yol  tanıtım  levhası   küçük  bir  zaman  aralığında
               okuyuverdim:  “İstanbul,  nüfusu,     başkalaştırıveriyor  onları,  yahut
               3.100.000”  Aradan  yıllar  geçti,    onlar  başkalaşırken  biz  derin
               hayaller ve umutlar yaşandı. İkimiz   uykulara dalıyoruz nedense. Sonra    atalarınızdır,    hatıralarınızdır.
               de büyüdük. Ama o benden daha         bir  bakıyoruz,  bizim  şehrimiz,    Çünkü         şehir,      tarihtir.
               hızlı büyüdü. Şimdiki nüfusu pek      o  eski  yaşadığımız  mekanlar,
               çok Avrupa ülkesinin toplamından      artık  hatıralarımızı  biriktiren  bir   Sevdiğim   şehri   anlatan   bir
               daha  kalabalık  artık.  Ben  henüz   antikacı  dükkanına  dönüşmüş.       kitap  okumayı  her  zaman  çok
               küresel  bir  yazar  olamadım,        Belki  de  o  dükkandaki  bir  anı   istemişimdir.    Adı     İstanbul
               ama  o  Küresel  bir  şehir  oldu.    kitabına….  Bunu  daha  ziyade       yahut    Johannesburg,     Berlin
                                                     yaşanan  kültürün  değişmesinden     yahut  Singapore  olmuş,  fark
               Hatırlıyorum;   1977    Ocağında      anlıyorsunuz.  İstanbul’dan  alıp    etmez.  Bitmese  bu  kitap,  derim;
               uçakların  nasıl  inip  kalktığını    götürülen köşkler, yalılar, saraylar   cümleleri  resim  olsa,  renk  ve
               görmek için Atatürk Havalimanına      ve  bunlarla  birlikte  hayatımızdan   ışık  olsa;  duyguları  ve  hatıraları
               – o zamanki adı Yeşilköy Havaalanı    silip  süpürülen  binlerce  zarif    anlatsa uzun uzadıya, sonra iman
               idi-  gitmiştim.  Dağ başıydı  ve     hatıra…  Şehrin  içi  kan  ağlarken   ve  aşk  olsa  kompozisyonunda
               oraya  iki  saatte  ulaşabildim.      yüreğinize    dokunuyor.     Bir     ve  binyılları  özetleyen  taşlarına
               İtiraf  edeyim  ki  bugün  de  iki    sırdaş  gibi  oturup  göz  yaşı      dokunabilsem  harf  harf…  Adı
               saatte  ulaşabilirsiniz.  O  zaman    döküyorsunuz.  Şehre ait hatıralar,   Los  Angeles  olsa,  Moskova  veya
               yarım  saatte  bir  uçağın  indiğini,   onu  bir  faninin  kalbinden  daha   Bogota.   Medeniyetler,   dinler,
               yarım  saat  sonra  da  bir  uçağın   önemli  tutan  insanlar  için  ne    inançlar  gelse  bir  bir  zihinlere,
               havalandığını görmüştüm. Bugün        kadar  önemlidir!.  Şehrin  ruhuna   ayinlere  karışan  aminleri  çınlatsa
               her  dakika  bir  uçak  iniyor,  her   dokunduğunuzu     hissedersiniz;    kulaklarda.  Şehirler  bir  yazar
               dakikada  bir  uçak  havalanıyor.     işte   o   anda   dokunduğunuz,      için  ikinci  bir  lisandır  çünkü.
               Dedim      ya    şehir    değişti,    aslında  üç  yüz  yıl,  beş  yüz  yıl   Tokyo olsa adı, Buenos Aires olsa,
               küreselleşti. Bense onu hayranlıkla   öncesidir.  Çağlar  boyunca  sizinle   Londra olsa değişmez. Her dilden
               izlemeye  devam  ediyorum.  Bana      ortak  kaderleri  paylaşan,  biraz   dostluklar  kurulur  sayfalarında,
               hissettirmeden  değişmesine  ise      dost,  biraz  akraba  olduğunuz      asırlar     boyu      uzak/yakın
   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22