Page 246 - 2019_Almanak
P. 246

İstanbul Sözleşmesi’nin 3. maddesi kadına karşı şiddeti ve kadınlara karşı
     toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti tanımlar:

     KADINA KARŞI ŞİDDET: Kamusal ve özel alanda meydana gelebilecek bir
     insan hakkı ihlali ve kadınlara yönelik ayrımcılığın bir biçimi.

     KADINLARA KARŞI TOPLUMSAL CİNSİYETE DAYALI ŞİDDET: Bir kadına
     kadın olduğu için yöneltilen veya kadınları orantısız bir biçimde etkileyen
     şiddet.

     Sözleşmenin 4. maddesinde şiddete karşı mücadele için öngörülenler ise:

     •   Kadına karşı şiddeti önlemek,
     •   Şiddet gerçekleşirse kadını korumak ve destek imkânları sunmak,
     •   Şiddetin failleri hakkında etkin soruşturma yürütmek,
     •   Şiddeti ortadan kaldırmak için bütüncül politikalar üretmek...
     İstanbul Sözleşmesi’nde hüküm altına alınanlar, İstanbul Sözleşmesi’ni
     imzalayan her bir devletin temel yükümlülüğü olduğu gibi, tabiatıyla
     imzacılardan biri bulunan Türkiye’nin de yükümlülüğüdür.

     İmzacı devletlerin bir başka yükümlülüğüne de sözleşmenin 11. maddesinde
     yer verilmiştir:

     “Bu sözleşme kapsamında kalan her türlü şiddet olayı ile ilgili istatistiksel
     veriyi düzenli aralıklarla toplamak; şiddet olayının kökünde yatan nedenleri ve
     bunların etkilerini, sözleşmenin uygulanması için alınan tedbirlerin etkililiğini
     incelemek üzere bu olaylarla ilgili yapılan araştırmaları desteklemek.”

     Devlet, bu konudaki görevlerini, taahhütlerini yerine getirirken
     üniversitelerden de yararlanmalıdır kanaatindeyim.

     Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmelerden bahsederken, 2004
     yılında TC Anayasasının 10. ve 90. maddelerinde yapılan değişiklikten
     söz etmeden geçemeyeceğim: Yapılan ve kesinleşen değişiklik,
     “KANUN ÖNÜNDE EŞİTLİK - TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERE
     İLİŞKİN MİLLETLERARASI ANLAŞMALARIN YASALARDAN ÜSTÜN
     OLACAĞI - USULÜNE GÖRE YÜRÜRLÜĞE KONULMUŞ TEMEL HAK
     VE ÖZGÜRLÜKLERE İLİŞKİN MİLLETLERARASI ANLAŞMALARLA
     ULUSAL KANUNLARIN AYNI KONUDA FARKLI HÜKÜMLER İÇERMESİ
     DURUMUNDA ÇIKABİLECEK İHTİLAFLARDA MİLLETLERARASI ANLAŞMA
     HÜKÜMLERİNE İTİBAR EDİLECEĞİNE” dairdir.

     TÜRKİYEDE KADINLARIN YASAL KAZANIMLARI
     1 - MEDENİ KANUN

     2002 yılından itibaren yürürlüğe giren medeni kanun, kadın hareketinin
     en somut başarısı oldu,

     •   1990 yılında kadının çalışmasını kocanın iznine bağlayan Türk Medeni
     Kanunu’nun 159. maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi,


       KÜLTÜR AJANDASI
   241   242   243   244   245   246   247   248   249   250   251