Page 166 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 166
164
Aksak
NİHÂVEND SULTANÎYEGÂH
Gel güzelim Çamlıca’ya bu gece Biz Heybeli’de her gece mehtâba çıkardık
Gün doğmadan a canım görüşelim gizlice Sandallarımız neş’e dolar, zevke kanardık
Bülbüllerin efganını dinleyelim yan yana Saz seslerinin sâhile aksetdiği demler
Kumru gibi a canım sevişelim can cana Etrâfı bütün şarkı gazellerle yakardık
Zevke kanardık.
Çamlıca aşk yuvasıdır, yuvası
Zümrüt gibi a canım yemyeşildir ovası Beste ve Güfe: Yesarî Asım Arsoy
Gel geçmeden bu çağımız eğlenelim yan yana
Kumru gibi a canım sevişelim can cana Bestelendiği tarihten günümüze dek dillerden
düşmeyen, hiç eskimeyen, yıpranmayan ve
Beste: Faiz Kapancı de şâhâne Heybeli mehtâbını anlatan bu
şarkı ne zaman okunsa bizi alır götürür…
Heybeli’de çamlar arasında dolaştırır, sâhile
indirip, tam gurup vaktinde dem çekmeye
çağırır ve sonra da o şâhâne mehtâbı
seyretmeye bırakır. İnsan içiçnin eridiğini
hisseder o mehtâbı seyrederken.
Bu şarkı bir de esprilere sebep olmuştur. Şöyle
ki: Kozmonotlar uzaya çıktıkları zaman,
Oooo… O da bişey mi? Biz Heybeli’de her
gece mehtaba çıkardık… diye gülüşerek
konuşulurdu.
ŞEHNÂZBÛSELİK
Küçüksu’da gördüm seni
Gözlerinden bildim seni
İnkâr etmem sevdim seni
Ne kadar cefâ edersen
Gönül ayrılmıyor senden.
İnce beli sarmayınca
Gonca gülü dermeyince
Ya sen, ya ben ölmeyince
Ne kadar cefâ edersen
Gönül ayrılmıyor senden.
Beste: Tanburî Mustafa Çavuş

