Page 161 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 161
159
hava. Kurban olduğumun zat-ı İstemesini bilmezseniz Allah ne bir para. Kış birden bastırıp da işler
kibriya’sı. Beni layık görmüş vermiş diye versin? Öyle değil mi ama? Kul durulunca, hadi dedim, şu birkaç
de ben ona isyan edip düşürecek istemezse Cenab-ı Allah verir mi?” yüzle iyi, kötü bir ticaret yapayım.
miyim?” Vurdum işi sebzeciliğie! Ama hemen
Güldüm. anladım ki, ticaret bana göre değil!”
En küçüklerden yırtık pantalonlu bir “Sen istemesini biliyor, istiyorsun. “Niçin?”
toramanı kucağına aldı. Veriyor mu?” “Niçin olacak? Kazanmak için
“Yavrum benim, yavrularım, dedi. müşteriye kazık atmak, malı satın
Evimin, viran yuvamın bülbülleri! Şöyle bir duruyor, düşünüyor, sonra alırken madik oynamak lazım. Böyle
Ben onlardan bir tekinin bile yüzüme bakıyor. şeylerse oldu bitti elimden gelmez.
tırnağının taşa değmesini istemem. “Doğru” Bizim birkaç yüz, deve oluverdi!”
Benim derdim ev, üst baş, yeme “Doğru ya”
içme... İş versinler, efendi, bana hiç “Öyle ya, onlar istemesini bilmiyorlar Kırış kırış birinci sigara paketini
bitip tükenmeyecek iş versinler. Kana vermiyor, ben biliyorum, bana çıkarıp uzatıyor. Birer tane yakıyoruz.
kana, terleye terleye çalışırım. Yeter da vermiyor. Neden? Siz biliyor
ki çalıştıktan sonra hakkımı alayım, musunuz? Hemen ekliyor, yoksa az “Deve oluverdi evet. Lakin öyle pis
evime, çoluk çocuğuma koynum mı çalışıyorum?” bir zaman ki. Elde on para yok. Yer
koltuğum dolu geleyim, onları kurt “Az mı çalışıyorsun?” demir, gök bakır. Kar desen diz boyu.
gibi yerlerken seyredeyim!” Sobamız oldu bitti yok. Kömürü
Yine şahlanıyor: kömürcden kiloyla alırız. Sermayeyi
Karısına döndü: “Değil bu memleket, bütün bu kürre-i kediye yükleyince onu da alamaz
“Yahu bir saattir dikiliyoruz, insan arzda benden daha çalışkan varsa yuh olduk. Vay anam vay! Açlık bir
misafirine, kahveden geçtim, bir ervahıma!” yandan, soğuk bir yandan. Çocuklar
bardak çay ikram etmez mi? O kadar “Peki.” sızlanırlar. Karı, fıkara karı öteye
mı öldük?” “Valla galiba işin içinde bir bit yeniği diner ağlar... Baktım olacak gibi değil,
“Hiç zahmet etmeyin hemen var, benim aklım ermiyor. Haşa haşa, bende boynumu büküp ağlayacak
gideceğim...” dedim. Allah-ü Taala vermemezlik etmez. değilim ya. Fırladım sokağa. Bir tipi,
“Olmaaaz, dedi. Ya da dur. Haydı Çalış kulum vereyim demiş. E... kul bir tipi. Sulusepken. İçim kararmış
kahveye çıkalım!” çalışmıyor mu? Kim demiş çalışmıyor kış havası gibi. Hırsızlık edemem,
diye? Tarlalar dolusu, fabrikalar para için her kalıba girip adam
Evlerinin bulunduğu sokağın iki dolusu hem de , iş yerleri dolusu... boğazlayamam. Peki ne yapacağım
yanındaki kocaman apartmanların Kendini hatırladı: Ben mesela... İş bu havada. Kös kös giderken, sokağın
arasından ağır ağır yürürken boyuna oldu mu sabahın seherinde kalkarım nihayetinde, şoo apartuman yok mu?
anlatıyordu: şerefsizim. Badana fırçamı, sıva Krem renk boyalı? Ermeniler oturur
“Yavrularımı okutmak, adam etmek malamı filan alır, düşerim yollara. orada. Bizim bir madam var, sizden
istemem mi? Ellerinde çantalarıyla Kış, yaz. Hiç farketmez. Yeter ki iş iyi olmasın, çok iyi insandır. Allah
okullarına temiz pak gidip gelen halli olsun.” son nefesinde hak dinine getirsin, o
vakitli çocukları gördükçe kendimden “Başka işler denemedin mi?” sulusepkende beni aramaya çıkmış
utanıyorum şerefsizim. Ben de bayım “Ne gibi yani?” meğer. Tesadüf işte. Aman usta, dedi
ha? Niye başkaları gibi yavrularımı “Ticaret gibi, falan. Üçe alıp beşe, on yolummu satın aldın, var ol, yaşa.
okutamıyorum? Neden giydirip beşe alıp satmak gibi...” Hayrola madam dedim. Dedi hayır.
kuşatamıyorum? Benim evimde Bizim Kadıköy’de tanıdıkların sıva,
niye başkaları gibi radyom yok, Güldü. badana işleri var, seni arıyordum.
buzdolabım yok, elektrik süpürgem “Çocuklarımın kuruk ekmeğine Gider misin? Gider misin ne demek
yok? Ben böyle dedikçe kahvede katık katabilmek için ne işlere girip madamcığım? Sen işten haber ver.
arkadaşlar basıyorlar kahkahayı. çıkmadım ki? Sıvacılıktan bir tarihte Cehenneme bile giderim, dedim.
Eşşekler diyorum, gülün bakalım. birkaç yüz lira geçtiydi elime, toplu Adresi verdi, aldım, ver elini Kadıköy.

