Page 170 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 170
168
Raks Aksağı
MUHAYYER Yandım çavuş yandım ben senin elinden
Çok salınma kasatura da fırlar belinden
İstanbul’dan Üsküdar’a yol gider, İstanbul’dan üç mum aldım yakmaya
Çavuş yol gider Yakıp yakıp yâr yoluna bakmaya
Hanımlara deste deste gül gider,
Çavuş yol gider Yandım çavuş yandım ben senin elinden
Çok salınma kasatura da fırlar belinden.
Yandım çavuş yandım ben senin elinden
Çok salınma kasatura da fırlar belinden Önce makamiyle, sonra usûlüyle ve de nağmeleriyle
mis gibi İstanbul kokan bir türkü… Bir zaptiye
İstanbul’la Üsküdar’ın arası çavuşuna yangın Üsküdar’lı güzelin ağzından
Çavuş arası mı dökülmüş acaba bu sözler? Sonra da kimin
Yakdı beni gözlerimin karası ezgileriyle ebedîleşmiş?.. Bilemiyoruz. Fakat
Çavuş karası yıllardır dillerden düşmeyen zevkli bir İstanbul
türküsü…
Yürük Aksak Kaynak:
NİHAVEND
İşte; Kınalı, Burgaz, Heybeli, Büyükada
İnciden kolye gibi dizilmiş Marmara’ya
Eşsiz güzelliklerle Pendik, Kartal ve Moda
Hepsi cennetten köşe gelmişler bir araya.
Dillere destân olmuş Bostancı, Suadiye,
Üsküdar, Bağlarbaşı, Kısıklı, Ümraniye,
Beylerbeyi, Kuzguncuk, oradan Kandilli’ye,
Hepsi cennetden köşe, gelmişler bir araya.
Beste ve Güfe: Alâeddin Şensoy
Curcuna
NİHAVEND
Yine bu Ada sensiz içime hiç sinmedi
Dil’de yalnız dolaşdım hep, göz yaşlarım dinmedi
Ben de şaşdım nasıl oldu yüreğime inmedi
Dil’de yalnız dolaşdım hep, gözyaşlarım dinmedi.
Beste ve Güfe: Osman Nihat Akın

