Page 266 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 266

264










                         ANI

                                                     Selinsu Karataş > İKÜ İletişim Sanatları Bölümü Öğrencisi








            BALTALİMANI

            EFSANESİ


            Acıların buluştuğu, umutların yeşerip
            solabileceği  bir  yer  Metin  Sabancı
            Baltalimanı   Hastanesi.   Hastane
            kelimesi  böyle  bir  bina  için  eksik
            kalır, tam manasını yansıtamaz.

            Baltalimanı’yla   tanışmam     10
            yaşımdayken oldu. Dedesinin elinden
            tutmuş    gözleriyle   çevresindeki
            karmaşaya  anlam  veremeyen  küçük
            bir  kız  çocuğuydum  ozamanlar.
            Hastaneye  ilk  girişimi  hatırlıyorum
            da  epey  korkmuştum,  çevremde  acı
            çeken  insanlar,  bir  umutla  doktor   kızım.”                            rağmen  Baltalimanı  Hastanesi’nin
            sırası  bekleyen  teyzeler,  amcalar   Şaşırdım.  Çünkü  benim  için  saray   insanı  etkileyen  güzel  bir  hikâyesi
            ve  hatta  benden  ufak  arkadaşlarım   hapishane  gibi  bir  yerdi.  Oysa   de  var.  Daha  doğrusu  Baltalimanı
            da  vardı.    Muayenemi  olduktan     buradaki  insanlar  bütün  acılarına   Sarayı’nın…
            sonra  annem  beni  rahatlatmak  için   rağmen çaylarını içip gülebiliyorlardı.
            hastanede ufak bir gezintiye çıkardı.   İnsanlar rahattı onca derde, sıkıntıya   Baltalimanı  Sarayı  19.  yüzyılın  ilk
            Bense  hala  korkuyordum.  Anneme     ve kedere rağmen. İçerideki atmosferle   yarısında  Sadrazam  Mustafa  Reşit
            sorduğum bir sorunun cevabına çok     dışarıdaki bambaşkaydı. Biz de oturup   Paşa  (1800–1858)  tarafından  1600
            şaşırdığımı hatırlıyorum;             çaylarımızı  yudumladık.  O  mızmız   m ’lik  bir  alanda  iki  katlı  ve  kâgir
                                                                                         2
                                                  kız  çocuğundan  eser  yoktu  şimdi.   olarak  yaptırılmış.  Bina,  Sultan
            -“Anne  bu  bina  neden  bu  kadar    Bu  hastanede  insanı  hem  kendine   Abdülmecit’in  kızı  Fatma  Sultan  ile
            büyük,  koskocaman?  Anne  deniz      çeken  hem  de  korkutan  başka  bir   evlendirilen,  Mustafa  Reşit  Paşa’nın
            kenarına  hastane  yapmışlar  insanlar   hava, başka bir his vardı. Bunun esas   oğlu Galip Paşa’nın ikametine tahsis
            denize bakıp çay içsin diye mi?”      nedenini yıllar sonra anladım…       edilmiş ve Galip Paşa’nın ölümünden
                                                                                       sonra Hazine tarafından satın alınmış.
            Evet,  aynen  bu  soruları  sormuştum.   Büyüdüm  artık.  22  yaşıma  geldim.
            Annemin  cevabıyla  bir  kez  daha    Küçükken  beni  ürküten  ama  bir    Mustafa  Reşit  Paşa’nın  Hariciye
            şaşkınlığa uğradım;                   taraftan  da  kendine  çeken  bu     Nazırlığı  döneminde  1838  yılında
                                                  hastaneyi   artık   gülümseyerek     İngiltere ile takiben Belçika ve Fransa
            -“Burası  eskiden  tarihi  bir  saraydı   hatırlıyorum.  Çektiğim  onca  acılara   ile  Osmanlı  Devleti’nin  mali  alanda
   261   262   263   264   265   266   267   268   269   270   271