Page 131 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 131
İSTANBUL’U DİNLİYORUM
İSTANBUL’U DİNLİYORUM 129
İstanbul’u dinliyorum, yıl 1997.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Eyüp’te bir şube soyulmuş, veznedar sizlere
ömür;
Havada polis düdükleri, siren sesleri;
(...)
Toprağa gömülü mavzerler geçer sıra sıra…
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Tahtakale’de köşebaşında uyuşturucu satanlar;
Boğazda lokanta kapatmış Mafya babaları,
Hava kirliliğine karışır rakılı kahkahaları.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Çoraplarım kirli, fanilam sarı.
Bir damla su akmaz kahrolası hırıltılı musluktan;
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Boğaz’da bir kahve taranır, gürültüsü kulağımda..
Taksiler geçer önümden, sürü sürü kuşlar gibi
Hiç birini durduramam; kalırım kaldırımlarda!
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Boğaz köprüsünde trafğe takılmışım,
Hey anam, içime darallar gelir!
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Metro projesi flân çalınıyor kulağıma.
Sağmacılar’ da alâsını kazmışlar tünelin,
“ İhaleye çıkartalım! ” diyor mahkûmlar!..
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
Bir yosma geçiyor kaldırımdan
Romen yosması, vesikasız.
Havada kebap, lâhmacun kokusu;
Yıkılmış tüm benim sevdiğim binalar!
Ne yapmalı?
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
Nazlı Eray - 1997

