Page 140 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 140
138
AŞİNALIK Leğeninizde yürüdüğümüz o Yangın olursa yangınlara giderdiniz
bembeyaz gemiler Bağışlayın hanımefendi ben sizi
Şirketi hayriye değil miydi tanıyorum
Sadri Alışık - 1993 Şimdi bu küskünlüğünüz neden
Hatırlıyorum efendim Bana bile yabancı gibisiniz
Afedersiniz benzetiyor muyum O bütün Orhan Veli martıları
Sizin adınız İstanbul değil mi Leylaklar, ağustos böcekleri Eski anılarla hüzünlenen
efendim Kapalıçarşı sahafarı Yorgun tekaütler misali
Hep gönlünüzdeydiler Üzgün, suskun ve biçaresiniz
Bağışlayın hanımefendi
Bu minareler kirpikleriniz Göksu’yu, Kanlıca koyunu Arılar kondu da size bal mevsiminde
Beyoğlu gözleriniz değil miydi Beşiktaş’ı, Üsküdar’ı Çiçek çiçek rencide mi oldunuz
Saçlarınızın bahar kokularıyla Balığı, ekmeği, karakulak suyunu Bir şeylerinizi bozdu da eller
uçuştuğu yer Unuttunuz mu Kendi kendinizden mi vazgeçtiniz
Çamlıca değil miydi hanımefendi
Sarnıçlarınız, kilerleriniz Ben sizi hala tanıyorum hanımefendi
Siz hiç mağrur olmadınız Korularınız, yalılarınız Siz hala
Ama o yüce tepeler Yuşa’lar değil Saz bahçelerinde sünnet çocuklarınız Çocukluğumdaki kadar bakiresiniz
miydi efendim Adalardan yarlar gelirdi sizlere
Hanı her bahar Biz unutmadık Afedersiniz
Pembe feracelerle bütün erguvanlar Üsküdar yağmurları katiplerinizi Benzetiyor muyum
siz değil miydiniz ıslatırdı Adınız İstanbul değil mi efendim
NAZİRE Fakirler en sabırlı tevekküllerdedir Kapama duyamazsın
Ezanlar gösterişsiz derinliklerde
Sadri Alışık - 1993 Çiçek pasajından kadınlar geçer bin Dün gece
kalçayla beraber Koskoca bir İstanbul gidiyordu
Arka sokaklar bizleri sorar her gece o Akıp akıp da
saatlerde O ela gözlerinden
Yanlışsın Orhan abi Aç gözlerini Orhan abi açmazsan Ben tanıdık bir şarkıyı
Gözleri kapalı dinlenmez İstanbul duyamazsınn Unutmaya çalışıyordum sokak
duyamazsın köşelerinde
Ses vermez Yerebatan kayıkları Terlikçi Mustafa yedide açsa
Topal yunus konuşmaz dükkanını Ama hep o hüzünlü yüzün
Yavaş bir makamdan kılınız Balıkçılar bile çıkmadan bilir misin Gözlerimin önünde
Eyüpsultan’da Lohusa yataklarında umut şarkıları Bir seni
Hacetsiz dul kadın namazları söylese kadınlar duyar mısın Bir İstanbul’u derken
Aç gözlerini aç açabildiğin kadar Islanıyordum
Yoksa gelmez kulaklarına Vinçler paydos etseler
İstanbul’u bilirsin Kınalı açığından demir alsa birisi
Zaten oldum olası suskundur Sığ sulardan, dostlar koyup koyup
Çınarlarından yapraklar düüşer bir bir gitseler
Konmasa hiçbir başa senin martı
Çocuklar ağlar belli belirsiz kuşları
köşelerinde Kapama gözlerini Orhan abi

