Page 142 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 142

140








                                                            CEVİZ AĞACI

                                               Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
                                                ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda,
                                             budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz...
                                               Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında

                                                Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda.
                                                  Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
                                                 Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
                                                 koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.
                                               Yapraklarım ellerimdir, tam yüzbin elim var.
                                                 Yüzbin elle dokunurum sana, İstanbul’a.
                                                Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.
                                                Yüzbin gözle seyrederim seni, İstanbul’u.
                                              Yüzbin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.

                                                Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda.
                                               Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

                                                                                  Nazım Hikmet







                                                             İSTANBUL

                                                   Evin içinde bir oda, odada İstanbul
                                                 Odanın içinde bir ayna, aynada İstanbul


                                                Adam sigarasını yaktı bir İstanbul dumanı
                                                  Kadın çantasını açtı, çantada İstanbul

                                                 Çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm
                                                    Çekmeğe başladı, oltada İstanbul


                                                     Bu ne biçim su, bu nasıl şehir
                                                    Şişede İstanbul, masada İstanbul


                                               Yürüsek yürüyoru, dursak duruyor, şaşırdık
                                               Bir yanda o, bir yanda ben, ortada İstanbul


                                                 İnsan bir kere sevmeye görsün, anladım
                                                   Nereye gidersen git, orada İstanbul.

                                                                             Ümit Yaşar Oğuzcan
   137   138   139   140   141   142   143   144   145   146   147