Page 147 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 147
145
Fakat, muhakkak ki, kayıklarla aşağılarına kadar inerlerdi. Gece, kadın sesleri, hele erkek sesleri lisanın
yapılan gezintilerin en unutulmazları, mehtapta bu sazı dinliyenler öyle bir en mahrem kelimelerini duyurmuş
mehtaplı gecelerin saz alemleri, ve cezbeye tutulurlardı ki, bunun belki olurlardı. Öyle ki, Boğaziçi’ni evvelce
o birbirinden güzel gecelerin en biraz izahı lazım gelir: Bu kaçgöç görmemiş olup ilk defa gelenler, bu
emsalsizi, yine muhakkak ki, kısaca ananesinde kadınların ve erkeklerin mehtap gecelerini tekin bulmazlar
«mehtap» denilen, yalnız Boğaziçine beraberce saz dinlemelerine imkan da bunları hayretle, adeta korkuyla
mehsus o saz geceleriydi. O gecelerde yoktu. Bir konsere gitmek adeti yoktu. seyrederlerdi. Bütün o zamanlarda,
büyükçe, mesela bir balık kayığına Radyo hayallerde bile yoktu. Bu milletin medeni rüşdü, milli saz
yerleştirilen hanende ve sazendeler, zamanlarda, böyle iyi bir sazın zevkine konserleri, hiç pürüzsüz olarak,
ayın doğduğu sıralarda başlayıp dalanlardan birçokları da, yalnız mucizeli bir güzellikle sona ererdi. Bu
Boğaziçinin muayyen noktalarında gözleriyle sevdiklerini bu vesileyle gecelerin mehtap ve musiki karışan
dura dura ilerliyerek ve sonra yavaş gördükçe bu mehtap gecelerinin hisleri bütün bir ömrün en sihirli
yavaş dönerek, bütün Boğaziçilerin harikulade kıymetini takdir ederlerdi. hatıraları olarak kalırdı.
de kendi kayık ve sandallariyla Saz onların aşklarını söylerken, hele
saz alayına katılmasıyla gittikçe sazendeler, hele hanendeler birer şiir Boğaziçi Yalıları/Varlık Yayınları
genişliyen bir halka halinde, Boğazın ve aşk destanı söylemiş olurlar, hele 1954
http://tr.depositphotos.com/6748518/stock-illustration-ruins-of-castle-ross-killarney.html

