Page 53 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 53
51
üzerinde düşündüğümüzde İstanbul, Milyar Euro’nun
Ankara, İzmir, Adana gibi kentlerdeki döndüğü iddia edilen
toplumsal kırılmaların keskin varlığı, bir sanat piyasasında,
kentsel şiddet ve bunların arasında y a t ı r ı m c ı l a r ı n
inşa edilen devasa ticari merkezler İstanbul gibi bir
içindeki multipleksler, bu konunun mekanı kullanmamaları
güncelliğini ortaya seriyor”. düşünülemez. Kentsel
zenginliğin yanı sıra çok
Mahalleden “multipleks”lere dönüşen farklı kültürün de etkisi
yaşam biçimleri ise, en çok toplumsal ile değişim gösteren sanat
yaşamın içerisindeki değişikliklerle eserleri, aslında birer “meta”
birlikte incelenmelidir. Toplumsal olarak yalnızca anılara hizmet
yaşamın gereksinimlerinin alanları etmiyor; başka bir yatırımcıya gidene
büyüdükçe, sıradanlığı aşıp “kentin kadar önemli bir sermaye birikiminin
nimetlerinden” yararlanmak isteyen de korunmasına katkıda bulunuyor. yıllardan bu yana kullanılmaya
bir kesimin de hiç de azımsanmayacak Modern anlamda siyasetin başlaması inanılmaz bir süratle
derecede arttığını gözardı etmemek oluşmasıyla başlayan dönem, sanatın piyasanın birbirine ulaşmasını
sağlamaktadır. Kendini sırf internette
gerekmektedir. Sanat piyasasının da çevriminin yaşandığı önemli bir
oluşumunu destekleyen, sanat dönem olarak kabul edilebilir. var eden kollektif girişimler, sanatın
eserinin tekliğidir. Sanat piyasasında değer- değişim ölçüsünde köprülerin
eserlerin el değiştirmesi kültürel Ulus devlete dayalı siyasi iktidar kurulmasına yol açmaktadır. Sermaye
kaymalara bağlıdır. Yaşanılan değişim tarzının yerleştiği, sanatın önemli bir piyasasına yönelik bu alım etkisi
reklam, pazar ve estetik üçlemesinde
çok eski dönemlerden beri süre gelen kamusal sorun haline geldiği ve “ulus
bir hareketin sonucudur. Sermayenin devletlerin” kimlik inşasında etkili İstanbul’u cazip kılmaktadır.
büyük bir bölümünün artık sanatı olduğu dönemlerde piyasadaki sanat İstanbul’un kendisini ifade edebilecek
ticari bağlamda görmesi, sanatın etkileşimlerinin toplumsal kırılmaları bir festivale ulaşma çabası da bundan
ulaşılabilirliği ve satın alınarak yansıttığı gözlemlenebilir. ayrı düşünülemez.
“dokunulabilir”liğini göstermektedir.
Birey günümüzde ise, teknik bir Dijital çağın kenti başlı başına
İstanbul büyük bir kültürel müze dünyada varlığını sürdürmektedir. sanatın sunumu ve pazarlanmasıyla
olmaktan başka aynı zamanda da bir Düşünce dahil herşeyin teknikten ilgilenmelidir. Bu noktadan
“değişim limanı”dır. İstanbul’da sanat yararlandığı bir çağda, sosyo- sonra, Türkiye Cumhuriyeti’nin
kuruluşunun 50. yıldönümü olan
eserleri daha çok geleneksel dokuya ekonomik ve toplumsal alanda bir
uygun olarak el değiştirebilir. Çünkü teknikten bahsetmemek olanaksızdır. 1973 yılında düzenlenen ilk İstanbul
ona değer kazandıran, sanatı piyasada Sanatçının düşünümünün de Festivali de bir noktadan sonra bu
talep eden kesimin İstanbul’un üretiminin de teknik hale geldiği bir kimliğin ulusal bazda bir pazarlaması
kendine özgü dokusuna yakışan dönemden bahsederken, dünyada olmuştur. Festival öncelikle, bir buçuk
aylık bir döneme yayılmakla işe
bir biçimde yaşamak istemesinden fotoğraf ve video teknolojilerinin
kaynaklanmaktadır. Yaklaşık 35 dışında bilgisayarın bile altmışlı başlamıştır. Programda çoğunlukla

