Page 48 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 48
46
gibiyim. Belki yine de mazide kalan
günlerde yazdıklarından bir şeyler
vermek istiyor: “Kime sordumsa seni
doğru cevap vermediler / Kimi alçak,
kimi hırsız, kimi deyyus dediler /
Künyeni almak için partiye ettim
telefon / Bizdeki kayda göre, şimdi
o meb’us dediler.” Ahh usta heccav,
ahhh taşlama ustası; iyi ki zamanında
göçüp gitmişsin.. Bugün yaşasaydın…
Şair Nigar hanıma da bir uğrasak
mı.. Bilirsiniz, Nigar hanım, Divan
Edebiyatı geleneğine uygun yazar.
Dizelerinde genellikle hüzün
vardır. Dinlesek hele: “Gücenme,
muztaribim, naşekib-i hicranım
/ Gücenme, münkesirul hatırım,
http://www.istanbulium.net/2014/01/sairler-sofas-parknn-sairleri.html perişanım / Gücenme, merhamet
vereceksin / Uyuyamayacaksın / da Beşiktaş’tan söz etmeyen var mı? et bi-nasibi vuslatına / Gücenme,
Düzelmeden memleketin hali / Benim gönlüm o şairlerden de hatta yareliyim aslı iştiyakınla / Gücenme,
Düzelmeden dünyanın hali / Gözüne bestecilerden de, ressamlardan da aslı harabım senin firakınla / Bir aşk
uyku giremez ki / Uyumayacaksın / esintilere rastlasaydık burada. ateşi daha başka nasıl ifade edilebilir
Bir sis çanı gibi gecenin içinde / Ta ki!
gün ışıyıncaya kadar / Vakur metin Bir dakika.. Kim o bize el eden?
sade / Çalacaksın.” Gelin bir de beni dinleyin diyen kim? Sabahattin Aksal’a merhabamızı
Neyzen Tevfik değil mi? Aaaah.. Bir de esirgeme hakkımız var mı? O da,
Bütün bu değerlerin heykellerini ney sesiyle ulaşabilse.. Dinleyelim mi? buraların havasıyla yaşayanlardan
bize kazandıran dönemin Beşiktaş “Kim demiş kanun alınmıştır ayaklar değil mi.. “Pencerenin yaşantısı
Belediye Başkanı Ayfer Atay’ı altına / Böyle bir halin hukukunda günle birlikte” diye başlayıp devam
anımsamadan geçemezsiniz.. Daha hamiyyet çiğnenir / Devleti yolsuz ediyor: “Aydınlığa açık gözü var
da önemlisi Parkı tasarlayan Mimar görenler halt eder bir belde de / görmek için / Sevmek okşamak
Erhan Özen’i, heykelleri yapan Namık Kaldırım olmazsa kanuna hükümet için bembeyaz elleri / Tan yeriyle
Denizhan’ı, Yunus Tonkuz’u ve tabii çiğnenir.” Osmanlı döneminden gelen senden benden önce tetikte / Arıların
8 şairi bir arada yaşatan görkemli bu ses devam ediyor: “Kim demiş biz sesi, kokusu eriklerin / Mavilerle
kompozisyona imza atan heykeltıraş de bir demokrat idare yoktur / Ne turuncular dolar içeri..” Belki de
Gürdal Duyar’ı.. Bütün bu değerli demek, olmasa elbet dışarıdan alınır şunu söylüyordu Aksal bize: “Adam
yapıtlarla bizlere ulaşan şairlerin / Sırredip karne usulüyle o gümrük oturmuş denize karşı / Elinde oltası
birer Beşiktaş sevdalısı olmaları ne malını / Karaborsaya verir, biz bize yıldız tutar / çeker çıkarır bir bir
güzel.. Türk şiir sanatına imza atıp benzer kalırız.” Soluk aldığını duyar geceden / çeker çıkarır tadına bakar

