Page 184 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 184
182
SANATIN DOĞASI için belli ölçüde de olsa, özgür olması biçim verici sürecinin belli bir
gerekir. Düşünme özgürlüğü ile
duygusal ortamda ortaya çıktığı bir
VE ÖZYAPISI sanatsal yaratının yetkinliği arasında gerçektir; bunu yadsımak olanaklı
aynı yönlü bir ilişki vardır. Düşünme değildir. Ancak böyle tek boyutlu bir
özgürlüğü bilim ve sanatın gelişmesi açıklama da yeterli değildir. Çünkü,
için gereken temel koşullardan sanat biçim vererek, dışlaştırarak ve
Doç. Dr. İbrahim Armağan biridir. Bugün düşünme özgürlüğü dile getirerek üretken olabilmektedir.
ya da düşündüğünü özgürce söyleme Ancak bu konuda farklı görüşler
özgürlüğü, doğal bir hak ya da insan vardır. Örneğin, Croce sadece
Sanat, toplumsal gerçeklerden olmanın temel niteliklerinden biri sanatın anlatım yönü üzerinde durur.
kaynaklanan, bu gerçekleri yansıtan, olarak kabul edilmektedir. Buna Ona göre biçim sanatın özyapısı ve
yönlendiren, toplumların dengeli karşın, düşünce özgürlüğünün değeri ile ilgili değildir. Önemli olan
değişmesine katkıda bulunan bir kısıtlandığı hatta yasaklandığı tek şey, Croce’ye göre, sanatçının
kültürel ögedir. Özellikle hızlı dönemler de pek az değildir. Bu sezgisidir. Sanat toplumbilimi
değişme süreci içinde bulunan dönemlerde sanatın ya gelişmediği açısından sanatsal yaratıcılarda
çağımızda sanatsal bilgi üretimi ya da çok az geliştiği görülmektedir. sezgi ve duygu önemli olmalarına
gittikçe önem kazanmakta ve hızlı O halde sanatsal bilgi üretmenin karşın tek başlarına yeterli olamazlar.
bir biçimde yayılarak toplumsal yapı temel koşullarından bir özgürlük Gerçekliğin öykünmesi ileriye dönük
değişimlerini etkilemektedir. olmaktadır. ve yaratıcı olmak durumundadır.
Böylece sanat, insana toplumsal
Sanat doğa ve insana yardım eder, yaşam koşulları konusunda bir görüş
Sanat gerçekliğin salt bir öykünmesi
değildir. O doğa ve insanı yeniden onların aksayan yönlerini düzeltir vermekte ve bilgilendirmektedir. Yani
yaratarak, gerçekliği bulgulamaya ya da yetkinleştirilmesine ışı tutar. sanat bir bilgi üretme süreci olmak
çalışır. Gerçekliği yeniden yaratmakla Sanatın doğayı ve insanı yeniden durumundadır.
da kalmaz, insana yaşam ve nesneler yaratabilmesi için özgürce ortaya
konusunda nesnel bir görüş konması gerekir. 16. Yüzyıla kadar Sanat, bir bilgi üretme süreci olmak
kazandırmaya katkıda bulunur. Başka sanatın doğayı yeniden ortaya nedeniyle bilimle sonra derece ilintili
bir deyişle, sanat insanı bilinçlendirir; koyamayacağı görüşü egemen olmuş; görünmektedir. Burada sanatsal bilgi
bir bilgi üretme aracıdır. Örneğin sanatın, gerçekliğin bir öykünmesi ile bilimsel bilgi ya da başka deyişle
Aristo’ya göre sanat yapıtlarının haz olduğu görüşü ise 18. Yüzyıla kadar sanat ve bilim ilişkileri üzerinde
vermesinin temelinde öğrenme olayı sürmüştür. durmakta yarar vardır. Belki bu yolla
vardır. Bir sanat yapıtını izlerken, sanatın doğası ve özyapısı daha büyük
nesnelerin anlamını kavrıyor, bilgi Öykünme kuramına karşı çıkan bir açıklıkla ortaya koyabiliriz.
ediniyoruz. Bilgi edinme süreci, Rousseau, sanat kuramındaki
bilme merakımızı giderdiğinden tüm klasik geleneği yadsımıştır. Bilim ve sanat arasındaki temel
bize haz veriyor. Simonides’in Rousseau’ya göre sanat deneysel farklardan biri bunların olguları
dediği gibi, “resim dilsiz şiir, şiir dünyanın bir betimlemesi olmayıp ele alış biçimidir. Bilim soyutlama
ise konuşan resimdir.” Her ikisi de duygu ve tutkuların bir taşkınlığıdır. sürecine dayanarak nesnel gerçekliği
bize haz verirler. Bu haz duymada Böylece Rousseau ile sanatta anlamaya, betimlemeye ve açıklamaya
aynı zamanda nesnelerin gerçekçi öykünme kuramı yerini “karakteristik çalışır. Bunu yaparken bilim duyumsal
tasarımının bulunması da önemli sanat” idealine bırakmıştır. Rousseau ve sezgisel bilgiden çok mantıksal
bir rol oynamaktadır. Ancak gerçekçi ve Goethe de sanatı sadece içsel bilgiden yararlanır. Bir soyutlama
tasarımın olabilmesi salt sanatçıya yaşamımızın, duygularımızın yöntemi olan bilim, somut gerçekleri
bağlı değildir. Sanatçı kadar ve belki yeniden üretimi olarak görmüştür. soyut gerçeklere dönüştürür. Ancak
ondan daha çok sanatçının içinde Böylece Rousseau ve Goethe ile, toplumsal bilimlerde soyutlama
bulunduğu toplumsal çevreye de öykücü sanat kuramı yerini duygusal toplumsal ilişkilerin karmaşıklığı
bağlıdır. Sanatçının yaratıcı olabilmesi sanat kuramına bırakmıştır. Sanatın nedeniyle oldukça oldukça güçtür.

