Page 189 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 189
187
görmek istiyorlar. Halbuki resim evvelce bilmediğimiz, tanımadığımız ilk müjrecisi, yani; Form’un belirmesi
edebi çeşitler arasında şiire bünyesi duyular ve formlar getirmişlerdir. halidir. İşte bu halin belirmesinden
bakımından biraz benzer. Hani Hayatın akışına zıt bir yol tutamaz ki önce tuvalde bulunan renk, çizgi, her
şiir için, Ataç: “Şiiri manası için sanat, yeni yeni duyulara ve bunları şey obje değerinde şeylerdir.
severiz, şiir manadır, ama bu mana ifade eden formlara yönelmesi kadar
tercüme edilecek başka kelimelerle tabii ne olabilir? Ressam kişi bu halin özlemini daima
anlatılabilecek bir şey değildir” taşır: İster doğadan alınan olsun, ister
der. Kaldı ki resim, eleştirmeci için Bütün bu akış ve değişme ola dursun, tuvale başlangıçta koyduğumuz birkaç
büsbütün çile çektiren bir sanattır. resimde bir de değişmeyen daima renk, çizgi olsun bu hale erişmeye
Çok şaşırtıcı, aldatıcı yönleri vardır. kalan bir yön de vardır. Bu, resmin başladı mı, sarı veya yeşil renk, sarı ya
Ondan söz edenlerin, hele bir evrensel karakteridir. Her akım bir da yeşil oluşunu aşar, güçlenir, ölü çizgi
sevgiyi eleştirenlerin çoğunluğu, insanı öze, yani bu evrensel karaktere birden canlanır, her şey hayat kazanır,
zaman zaman ipe sapa gelmez vardırmak zorunluluğundadır. Fakat yaşamaya başlar karşımızda. Hatta
sözler ederler. Eleştiricinin formun bu evrensel karaktere her akım, bize mukavemet bile eder, ona artık
dokusuna ve dokunun getirdiği eninde sonunda varıyor derken, o dokunamayacağımız bir hale gelir.
öze iyice nüfuz etmesi gerekir. halde bilinen bir duyuyu, bilinmeyen Çünkü, resim olmuştur. Bu anlarda
Konu ile esere asla nüfuz edilemez. bir formla ifade ediliyor diyemeyiz. gerçek ressamın bağımsız fantezisi,
Renklerden çizgilerden, açılardan, Böyle diyenlerde var, var ama, bu ne ideoloji dinler ne el maharetlerini
biçimlerden top yekun fizik dünyanın kişiler formu bilmiyorlar, tanımıyor, kabul eder, ne de birinin veya bir
ressama gönderdiği tembihlerden onu tabloda seçemiyorlar: Formu çoklarının gönlüne girmeyi tasarlar.
de bahsetmekle eleştirme yapılmış anlatabilmek için bir ressamın Elbette ki başlangıçta bu hal mevcut
olmaz. Çünkü bu tembihlerin cümlesi çalışmasını baştan sona anlatmamız olmadığı için ve ancak formun
statik ölçülerdir. Bunlardan söz gerekiyor. Gerçi bunu birkaç kere belirmesi ile yaşanmaya başlayan bir
etmekle öz açıklanamaz. Dört kenar anlattık ama, anlatarak formun ne hareket ve heyecan olduğu için buna
çizgisinin çerçevelediği bu mekanda olduğunu belirteceğimizi sanıyoruz. görünmeyen diyoruz. Ama bir form
hasıl olan hareketi, formun bünyesinin Boş bir tuval, bizim için boş bir haline gelip yaşanan bir gerçek olduğu
getirdiği dokuyu psikolojik yönleriyle mekandır. Oraya koyduğumuz bir zaman gözle görülür bir hal alır.
birlikte çözümlemek gerekir. renk, bir çizgi bu mekan da bir hareket
Tuvaldeki hareket tamamen ve doğru yaratır. Tabiidir ki koyacağımız her Her ressam Piktural, plastik, kromatik
olarak kavranmadıkça eleştirme hangi bir doğa görüntüsü de aynı şeyi her formu bilir, tarifini de yapar. Ama
yapılabileceğine inanmayın. Bir yapar. Fakat bu ilk konanlar hiçbir resim yaparken bunların ne önemi
tablonun gerçek değeri bunlarla zaman kondukları gibi kalmazlar. var? O tariflerle, reçetelerle resim
meydana konur. Geri yanı bom boş Onları yöneltmek istediğimiz bir yapılamaz ki.
lakırdılardır. Her resim akımının şuur altı taslağı vardır. Ve oraya
kendini ifade eden formu olduğunu doğru yöneltmeye çabalarız, şu da Nasıl yaşayan bir insanı, anatomisi
düşünürsek o zaman formun önemini var ki, çizdiklerimiz, sürdüğümüz ile anlatmak mümkün değilse, forma
anlayabiliriz. Ama birçokları formun renkler, o mekanda meydana dair reçeteleri bilmekle, bir öz taşıyan
öteden beri yapıla gelmiş, önemini getirdikleri hareketle bize bir etki yaşanan bir gerçeğin ifadesi olana da,
yitirmiş, tarifi ile yetinirler. yaparlar. Tuvale konan, çıkarılan erişilemez.
her şey hareketi değiştirir. İşte bu
Yeni bir form, mutlaka yeni bir öz, hareketlerden birinin bizi sardığı ve Formu bu açıdan kabul edip, ona
yeni bir duyarlık getirir. Romantik heyecanlandırdığı görülür. O anda, varmaya, onu kavramaya çalışırsak;
gelir, yeni duyu, yeni düşünce getirir, önceleri müphem bir surette sahip konunun önemsizliğini anlayabiliriz.
formu ayrıdır. Empresyonist gelir olmayı arzuladığımız fakat asla ne
yeni duyular getirir, onun da formu olduğunu önceden bilemediğimiz
başkadır. Kübist de bir başka açı bir bir hareket belirmiştir tuvalde. Bu
başka form getirir. Bütün bu akımlar hareket duyumuzun, şuur altı taslağın, Denge - 1958

