Page 209 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 209
207
OKUR YAZARLAR “Bütün köylüleri okutmak güzel fikir, Bunlar öğretmen olacak da..”
ama sonra toprakları kim ekecek?
VE KÖY Koyunları kim güdecek?” “Bunlar Shakespeare’in, Gothe’nin,
ENSTİTÜLERİ “Daha şehir çocuklarını doğru dürüst Gogol’un, Balzac’ın eserleri
okuyorlarmış. Güler misin, ağlar
okutamıyoruz, kalkmışız köylüleri mısır? Bu eserleri biz bile okuyup
okutmaya.. İnsan yorganına göre anlayamıyoruz..”
bacağını uzatmalı: para yok, öğretmen
Sabahattin Eyüboğlu yok, kitap yok, binlerce çocuğu “Köy enstitülerinin sola
toplayıp yarım yamalak yetiştirmenin kaymalarından korkulur. Milli tehlike
manası var mı?” karşısında esaslı tedbirler almak
lazım.”
Devrimin son yıllarındaki gelişmesi “Köy enstitülerinde okuyanlar köyde
inanışlarda daha fazla açıklık, düşünce kalacaklar mı bakalım? Sen olsan “Vallahi acıyorum köylülere. Bu
ayrılıklarında daha fazla dürüstlük kalır mısın? Zorla bırakmaya da kadar da olmaz. Enstitü mezunlarını
istiyor. Memleket meseleleri üstünde hakkımız yok.” yerleştireceğiz diye adamların
söylenen ve yazılan her şey, her canlarını çıkarıyoruz. Şehirlilerden
zamankinden daha dokunaklı. İnanış “Bence bu iş böyle olmaz. Milletin istemediğimiz bu fedakarlığı onlardan
ayrılıklarının ciddiye alınmadığı, parasını böyle fantezilere harcamaya ne hakla istiyoruz? Ufacık bir köy on
hesaba katılmadığı zamanlar geçiyor. hakkımız yok. Önce köylümüzü binlerce lira verecek, insaf. Bari bu
Okur ve yazarlar yurt ve dünya sefaletten, hastalıklardan kurtarmak eziyetlere karşı köye doğru dürüst bir
meseleleri karşısındaki davranışlarını gerek.” öğretmen gitse, hayır efendim, dün
belli etmek zorunda kalıyorlar. Bu akşam gören birisi anlatıyordu, ne
gidişle devrime gerçekten bağlı “Köy enstitülerinde milli ve ahlaki kültür varmış ne sanat, konuşmasını
olmayanlar düşüncelerini ulu orta eğitime az yer veriliyor. Okutmak, bile bilmiyorlarmış.”
söylemekten çekinmeyecekler. yazdırmak, sanat öğretmen güzel,
Dostun düşmandan, koyunun ama gençliğe kuvvetli bir iman “Köy bir tecrübe tahtası değildir.
kurttan, kurunun yaştan ayırt aşılamazsak bunlar faydalı olacak Uzun tetkikler yapmadan, pedagojik,
edilmesi belki daha kolay olacak. yerde zararlı olur.” sosyolojik esaslara dayanmadan
böyle ceffelkalem yenilik yapmağa
Bu yılın en ateşli tartışma “Köy çocuklarını şımartıyoruz. kalkınmaz.”
konularından biri ve bence en Enstitüde okuduk diye çalımlarından
önemlisi Köy Enstitüleri oldu. geçilmiyor. Göreceksiniz sonunda “Canım bu çocuklar öğrenci mi,
Cumhuriyetin zorunlu ve mantıklı bunlar bize kafa tutacaklar. Besle işçi mi? Zavallılar akşama kadar
sonucu olarak girişilen bu eğitim kargayı oysun gözünü.” boğaz tokluğuna çalıştırılıyorlarmış.
seferberliği karşısında okur yazarların Gıdasızlıktan verem olanlar varmış.
serbestçe vaziyet alışları, ileri geri “Biz memlekette birlik yapalım derken Yazık, günah değil mi? Zaten bir
bir çok anlayışları, düşünceleri, bu çocuklar ortaya bir köylü şehirli insana hem kültür hem sanat
alışkanlıkları ortaya koydu. O kadar ikiliği çıkaracaklar, bize düşman gibi kazandırmak olacak iş midir?”
ki, insanın rastgeldiğine: “Köy bakacaklar.”
enstitüleri hakkında ne düşündüğünü Bütün bu tenkitlerde ortak olan
söyle, kim olduğunu söyleyeyim” “Kendim görmesem inanmazdım. özellik, meseleye uzaktan ve dışarıdan
diyeceği geliyor. Aşağıya gelişi güzel Ankara Halkevinde Hasanoğlan bakmaktır. Köy enstitüleri millet
sıralayacağım sözler okur yazarlardan Köy Enstitüleri Faust’u görmeye ölçüsünde bir iş olmak dolayısıyla
duyduğum ve benzerlerini herkesin gelmişlerdi. İlkin asker zannettim. az çok hepimizin ortak davası
duymakta olduğunu sandığım Kaba kaba elbiseler, kapkara yüzler, olduğu halde birçok okur yazarlar
sözlerdir: korkunç bir ter kokusu. Bir facia. başkalarının giriştiği bir denemeden

