Page 210 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 210

208






            bahseder     gibi    davranıyorlar.   devletliler  arasına  katılmak  hiç  de   ve  hortumuna  en  yakın  ne  bulursa
            Oturdukları  yerden  meçhul  ülkelere   zor değildi. Osmanlı devleti kendine   çamurun üstüne kor, basar geçermiş.
            hükmeden sultanlar gibi konuşuyorlar.   kul  olmak  isteyenlerin  sınıfına,   Osmanlı  devleti  zamanla  halkla
            Tenkit  etmek  için  işin  içinde  olmak   dinine, mezhebine bakmamakta hayli   yaklaşacak  yerde  geliştikçe  halktan
            gerektiğini, bir şeyi tenkit edenin işi   demokrattı.  İşe  yarar  bir  insan  için,   uzaklaştı.   İlkin   halktan   yalnız
            yapan kadar sorumluluk yüklenmesi,    talihin  istediği  gün,  idare  edenler   kudret  ve  refahça  ayrılan  devletliler,
            ne  istediğini  bilmesi,  işin  daha  ileri   arasına  katılmak  Müslüman  olmak   beyzadeler   kapalı   Osmanlı
            gitmesine yol açması beklenmez mi?    kadar kolaydı. Fakat devlete ve servete   medeniyeti içinde efendileştiler, okur
            Oysa ki yukarıdaki sözler çevremizde   erişenler  birdenbire  çoğunluktan   yazar  oldular.  Din,  bilim,  sanat  gibi
            şüphe,  duraksama  ve  güvensizlik    ayrılıyor,  içinden  çıktığı  kalabalığa   toplumsal değerleri kendi tekellerine
            uyandırmaktan    başka   ne    işe    ister istemez ihanet ediyordu. Çünkü   alarak üstünlüklerine bir yaldız daha
            yarıyabilir?  Bu tenkitleri  el  birliğiyle   devletliler  arasına  giren  insan  iyi   sürdüler. Okur yazarlık, bilimseverlik,
            çoğaltmaktan    ne   kazanabiliriz?   niyetli de olsa, yaşayabilmek, kendine   sanatseverlik,  dindarlık  gibi  vasıflar
            Başladığımız bu işi bırakıp kim bilir   ve  başkalarına  faydalı  olabilmek,   idare edenler arasına geçmenin yolu
            kaç  yıl  sonra  aynı  işe  yeniden  mi   hatta çoğunluğun güzünde bile şerefli   oldu. O kadar ki, halk devlet kapısıyla
            başlayacağız?                         kalabilmek için yeni girdiği çevrenin   okul  kapısını  bir  görüyordu.  Hala
                                                  gereklerine  az  çok  uymak  zorunda   bazı  yaşlı  köylüler  okur  yazar  olan
            Aslında  bu  sözler  tenkit  değil    kalıyor, aşağılarda bıraktığı insanlara   çocuklarına,  “Eh,  sen  de  devletliler
            kötüleme, yadırgama, küçümsemedir.    olsa  olsa  acıma,  sevgi,  dostluk,   arasına girdin gayri” diyorlarmış...
            Bunları  söyliyen  veya  benimseyerek   akrabalık gibi bağlarla elinden geldiği
            nakledenler   bilerek   bilmeyerek    kadar sadık kalabiliyordu.           Okuryazarların  halkseverliği  bize
            devletin   cüretli   bir   yenilik                                         Batı  kültürü  ve  uyanık  devlet
                                                                                       adamları yoluyla girmiş bir yeniliktir.
            teşebbüsüne    sorumsuzca    karşı    Kısacası eski düzenimizde bir devlet   Tanzimattan  sonra  devletin  büyük
            koymuş oluyorlar. Kendi çocuklarının   ve  servet  kapısı,  bir  de  bu  kapılara   gövdesi  köylüler  hala  kendi  dışında
            ilkokuldan,  ortaokuldan,  liseden  ve   girenlere  kah  inanç,  kah  korku,  kah   bir  yığın  olarak  görmekte  devam
            hatta üniversiteden yoksun kalmasına   sevgi,  kah  nefretle  bakan,  onlara   etmekle  beraber,  yukarılarda  söz
            tahammül  edemeyen  okuryazarlar      yaranmaktan  başka  hiçbir  kurtuluş   sahibi olmaya başlayan bazı yeni fikirli
            arasında  böyle  bir  davranışın  ne   yolu  bulamayan  köyler  dolusu  ve   okuryazarlar,  iktidar  sahiplerinin
            sebepleri  olabilir?  Bunları  aramak   yürekler  acısı  bir  sürü  insan  vardı.   anlayışsızlığında,   kayıtsızlığından
            boynumuzun borcudur.                  Bu düzen içinde bile imparatorluğun   veya aczinden faydalanarak devrimin
                                                  güzel  günleri  olmadı  mı,  oldu  elbet,   tohumlarını  kanunlara,  kitaplara
            Biz  bir  imparatorluğun  kalıntısıyız.   ama  neler  pahasına  ve  kaç  gün!  Bu   ve  çeşitli  kurumlara  sokuyorlardı.
            Cumhuriyet    yeni   bir   milletin   topraklar  üstünde  insan  yığınları   Bunlar  Fransız  Devriminden  önceki
            temellerini  atmıştır.  Bir  toplumun   yüzyıllarca  can,  mal  ve  iş  güvenliği   uyanık   okuryazarlar   gibi,   öne
            bir  düzenden  başka  bir  düzene     tanımadı. İdare edenler, en babacan, en   sürdükleri   demokrat   düşünüşün
            geçmesi  en  kanlı  denemelerde  bile   tatlı dilli oldukları zaman bile tehlikeli   kendi  hesaplarını  aşacağını,  bağlı
            çarçabuk  gerçekleşmiyor.  Yüzyılların   insanlardı.  Onlar  da  kendilerini   oldukları   Osmanlı   düzeninin
            alışkanlığı  yeni  düzenin  altında   emniyette hissetmedikleri için büyük   büsbütün  yıkılacağını  bilmiyorlardı.
            da  nesillerce  sürebiliyor.  Bugün   sürüyü  kurnazca  bir  müsamaha  ile   Mithatpaşa,  Namık  Kemal,  Tevfik
            kalkındırmağa  çalıştığımız  çoğunluk   sürüyorlardı.  İşler  yolunda  gittikçe   Fikret, Ziya Gökalp, cömert ruhlarıyla
            bir  sömürge  halkından  pek  farklı   keselerinin ve kalplerinin ağzı açıktı.   Türk  milleti  için  nasıl  olacağını
            değildi.   İdare   edenlerle   edilen   Ama  devletliler  bir  kuşkulanmaya   bilmedikleri  bir  cennet  istiyorlardı.
            ayrı  birer  millet  gibiydiler.  Devlet,   görsün, en merhametliler en zalimler   Öyle  bir  cennet  ki,  içinde  köylüler
            kendine    bağlananlarla   birlikte,   bir  anda  birleşiyor,  din  kardeşimin   yine  köylü,  devletliler  yine  devletli
            çoğunluğun  ötesinde  tanrısal  bir   kardeşi  dinlemiyorlardı.  Fil,  en  çok   kalacak,  fakat  mucizeli  bir  nefesle
            alemdi.  Gerçi  talihli  kullar  için   düşmekten  korktuğu  için  yolunda   hepsi iyi niyetli, temiz vicdanlı, mutlu
            çoğunluğun  karanlıklardan  sıyrılıp   biraz  çamura  rastlayınca  durumuna   ve ileri insanlar oluverecekti.
   205   206   207   208   209   210   211   212   213   214   215