Page 40 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 40

38













































                                                  http://www.tarihtarih.com/?Syf=4&Fa=2&Id=230684
            ve  buraya  devrin  en  iyi  sanatçıları   bir  ucundan  diğer  ucuna  devam   dahi  tutarlardı.  Galiba  çocuklar
            gelirdi.  Burada  Celal  Şahin,  İsmail   eden  çelik  tel  ve  direkler  gözünüze   en  çok  neşelenen  gruptu.  Canbaz
            Dümbüllü,  Hamiyet  Yüceses  gibi     çarpardı.  Bekarlar  ve  aileler  için   ortaya  doğru  yürürken  heyecan
            sanatçıları  izlemek  mümkündü.  O    ayrılmış ayrı yerler vardı. Saat dokuz   son  haddini  bulurdu.  Aniden  her
            günkü  program,  sokak  aralarında    buçuğa doğru program bir fasıl heyeti   zaman  aynı  yerde  ve  aynı  zamanda
            süslenmiş  at  arabası  ve  üzerinde   ile başlar, arkasından halkın tabiri ile   canbaz sendeler ve düşecek gibi olur,
            bir   çığırtkan   ile   dolaştırılarak   üvertür şarkıcılar daha sonra günün   herkesin  yüreği  ağzına  gelir,  genç
            halka  duyurulurdu.  Akşam  hava      dansözü  sahneye  çıkardı.  Böyle  bir   kızların  hafif  çığlıkları,  yaşlıların
            karardıktan  sonra  çadırın  kapısında   eğlence  yerinde  dansözün  olmaması   duaları  arasında  canbaz  kendini
            eski bir gramofondan taş plak çalarken   düşünülemezdi  dahi.  Daha  sonra   toparlar  ve  gösterisini  tamamlardı.
            çığırtkan  kapıda  avazı  çıktığı  kadar   Tuna Dalgaları çalmaya başladığında   Daha  sonra  İsmail  Dümbüllü  ve
            bağırarak,  sizi  içeri  davet  ederdi.   herkes   derin   bir   suskunluğa   ekibi  bir  orta  oyunu  ile  seyircileri
            “Sahneeeleerimiziiin   müümtaaaz      bürünürdü.  Çünkü  bilinirdi  ki     kırar  geçirir  veya  zamanın  ünlü  bir
            sanaatçııısı   Esin   Baardaakçııı    canbaz  çelik  telin  bir  ucunda  az   Türk  sanat  müziği  sanatçısı  veya  bir
            Telgeezeeer  Cambaaazhaanesindee,     sonra  görünecektir.  Canbaz  elinde   türkücü ile gece sona ererdi. Saatine
            duhuliye 25 kuruş, aile bölümlerimiz   dengesini  sağlayan  uzun  bir  çubuk,   baktı  “Ahmet  nerdeyse  gelir  hanım”
            vaaar”.  İçeri  girdiğinizde  çadırın   ayaklarında  bez  patikler,  vücuduna   diye  seslendi  eşine,  “biliyormusun
            ortasında yuvarlak bir sahne,  çadırın   yapışık giysisi ile çadırın  bir ucundan   bu  gün  Kadıköy’ü  gezdireceğim
            arkasından  sahneye  doğru  uzanan    çelik  telin  üzerinde  görünürdü.   ona”  diye  ilave  etti.  Kendi  kendine
            ve  bir  perde  ile  kapatılmış  dar  bir   Rıfat  Telgezer’in  yakışıklılığı  genç   hafifçe gülümsedi. Acaba Ahmed’i mi
            koridor,  sahnenin  etrafında  altı  açık   kızları  yüreğini  hoplatırken,  daha   gezdiriyordu, yoksa ....?
            tahta tribünler ve yuvarlak sahnenin   yaşlılar ses çıkartırlarsa canbaz aşağı
            de  üzerinden  geçen  canbazhanenin   düşecek diye korku içinde nefeslerini
   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45