Page 193 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 193

191






               bir “hayal şehir” olarak, İstanbul’u       ACIYLA SÖZLENME                  Bense, eskinin küf  kokusuna hasret
               peri   kâşanelerine    benzetmiş.                                          çekerek, kotü yeninin iç bunaltıcı
               “Ah    İstanbul,”   diyor.   “Beni                        Adnan Özer       haliyle  İstanbul’u  Orhan  Veli’nin
               büyüleyen  isimlerden  en  başta                                           şu  dizeleri  ile  güzelleştirmeğe
               sen  varsın.  Adın  tekrarlandığı     Naylon çiçeklerdesin şimdi           çalışırım:  “İstanbul’u  dinliyorum/
               zaman gözlerimin önüne bir hayal      Gölgeler dağınık saçlarını masaya    Gözlerim kapalı.”
               gelir.  Muazzam,  başka  ülkeler  ile   sarkıtıyor
               kıyaslanamayacak bir şehir silueti    Kuşkonmaz dalı gür kirpikleriyle     Ara  sıra  benden  iltifatlarını
               görür  gibi  olurum.  Bu  camilerin   Pembe badanayı tırmanıyor            esirgemeyen, bunlarla övündüğüm
               ayaklan dibinde vaktiyle hayatımın                                         Prof.  Hıfzı  Veldet  Velidedeoğlu
               en unutulmaz demlerini geçirdim.      Gölgelerdesin şimdi                  da  1965  yılı  aralık  ayının  son
                                                     İç çekişlerimin ezgisi               pazar    günkü     Cumhuriyet’te,
               Hızla  uzaklaşan  mesut  günlerin     O gönül çelen köçek                  “Erenköy’de    Yeşilin   Ölümü”
               daimi  şahidi  yine  bu  camilerdir.   Şiirimin başını döndürüyor          başlıklı  yazısında  şunları  söyler:
               Aralık  ayının  soğuk  gecelerinin                                         “Şimdi  dolaşıyorum  Erenköy’ün
               kararsız   mehtabında     uyuyan      Kız kardeşim etaminler işliyor       sokaklarında,  eski  semtleri,  eski
               İstanbul’un  kıyılarından  sessizce   Tombul, güleç güneşler               köşkleri, özellikle eski bahçelik ve
               geçerken  de  onları  görürüm.        Sarkan kiraz dalları                 çamlıkları anımsamaya, hayalimde
               Onlar     ebedidirler.   Gittikçe,                                         yerli  yerine  koymaya  çalışarak.
               onların  hayatına  karıştıkça  bu     Halılardasın şimdi                   Çamlık ve bahçelik diye pek az şey
               camileri  daha  çok  ve  bambaşka     Şark desenlerinde                    kalmış Erenköy’de. Mevsim zaten
               türlü sevmeye başlarım. Bu millete    Annem oyalar işliyor                 hüzünlü,  yeşilin  yok  olması  da
               gün geçtikçe bağlanıyorum.”           Söz kesti ilmekleri atıyor           bana ayrı bir üzüntü veriyor.”
                                                     Oğlunun muradına
               Claude  Farrere  de,  “Biraz  ilerde                                       Üstad  Hıfzı  Veldet’in  Erenköy’de
               Süleymaniye... Bu cami Türklerin      Bense şiirler yazıyorum              ölümüne acıdığı yeşili ben de çok
               Kanuni Süleyman adını verdikleri      Kedi    yavrucukları    sıralanan    eskiden  anımsıyorum.  Birinci
               Fransızların    ise     Görkemli      takvimde                             Cihan    Savaşında    askerliğimi
               Süleyman  diye,  andıkları  Birinci   Günler geçiyor                       buralarda  yaptım,  ben  de  o
               Francoios’nın  dostu  ve  kendisini                                        köşkleri, o çiçek bahçelerini, ben de
               Chârles  Quınt’e  müdafaa  etmeyi     Örtülerdesin şimdi                   gördüm. Şimdi Göztepe’de Orhan
               göze  alan  padişah  tarafından       İri karanfillerde                    Erinç’in  çocukluk  günlerinde  top
               yapılmıştır.  Ay  ışığı  kendisine    Tavus kuşu kuyruğu                   oynadığı  arsa  üzerinde  yükselen
               vurduğu  zaman  hüzünlü  ve           Göçmen yastıklarında                 beton    kulesinden   bakıyorum
               azametli bir görünüşü vardır” diye                                         o  taraflara.  O  bahçelerden,  o
               söz etmiş İstanbul’ dan.              Şiirlerdesin şimdi                   köşklerden tek bir tane kalmamış.
                                                     İmgeler göz ışıltılarınla parlıyor
                                                     Sesinin  bir  buğuyu  yumaklayan     Yarın  yine  Şahap  Balcıoğlu’na
                                                     tadı var                             beni    Çamlıca’ya   götürmesini
                                                     uyaklarda                            rica  edeceğim.  Yine  avunmaya
                                                                                          ihtiyacım var.


                                                                                                         Sanat Olayı - 1982
   188   189   190   191   192   193   194   195   196   197   198