Page 190 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 190
188
SANAT propagandasını yapalım. Daha toplum olduğumuzu gizlemiyoruz.
doğrusu devlet baba alsın bu işi ele, biz Ben öteden beri batıcılıktan yana
VE de batılı anlamda romanlar, oyunlar, oldum. Bundan caymış değilim.
şiirler yazıyoruz, yardım etsin, Uygarlık deyince benim aklıma
PROPAGANDA gösterelim bütün bunları dünyaya. hümanizmaya dayalı batı uygarlığı
gelir. Bugün beş aşağı beş yukarı
Atatürk devrimlerini yerleştirmek pek başka türlüsü de kalmadı. Ama
için bizde uzun zaman eski devirleri başka uygarlıklar da vardı. Osmanlı
Oktay Rıfat kötüleme propagandası yapılmıştır. uygarlığı bunlardan biriydi. Musikisi,
Bu belki bir bakıma zorunluydu. şiiri, yapıları, minyatür, tezhip ve
Ama aşırılığa varıldığı da olmuştur. yazısıyla, felsefesi ve mistisizmasıyla
Biz eskiden adam değildik, kendi içinde tutarlı bir bütündü.
Geçenlerde Oktay Akbal “Sanat Cumhuriyetten sonra adam olduk gibi Birçok uygarlıklar gibi doğdu,
Dünyamız” adlı bir yazısında: bir aşağılık kompleksi ya da dünyaya gelişti ve öldü. Artık aklı başında
“Kendimizi tanıtmalıyız, diyoruz. uygarlığı Orta Asya’dan biz götürdük, hiçbir aydın bu ölünün yolundan
Dünya bizim de uygar bir toplum son yarım yüzyılda da büyük işler gitmeye kalkışmayı düşünmez…
olduğumuzu anlasın.” dedikten yaptık, dünya bunun farkında Ama bu Osmanlı toplumunu hor
sonra, Türk kültürünün dışarda değil gibi bir büyüklük kompleksi görmek için bir neden olamaz.
tanınmadığını, Roma’da yapılan bir bilinçaltımıza itilmiştir. Ama artık bu
yazarlar kongresinde karşılaştığı ruhsal düğümü bir düğüm olmaktan Akbal’ın da benim gibi düşündüğünü
İtalyan ozanı Quasimodo’nun çıkarmanın zamanı gelmiştir. Bir bilirim. Ama batılıların kültürümüzü
kendisine: “Demek sizde de bir İtalyan ozanı, demek sizde de bir tanımalarına ya da tanımamalarına,
edebiyat var!” anlamına gelen edebiyat var, anlamına gelen sözler hele bunun propaganda yoluyla
sözler söylediğini, İzlandalı yazar söylerse, en geri toplumlarda bile tanıtılmasına neden bu kadar önem
Laxness’in Türklerin de kendisi bir edebiyat olacağını düşünemeyen veriyor anlamadım. Ben hangi
gibi insanlar olduğunu görmekle bu kişiye, inşaya güler geçer, ya ulusun olursa olsun propaganda
şaşkına uğradığını, sonra bir basın da alaylı bir cevap verir. Belki için basılmış kitaplara, broşürlere
toplantısında bu konuda başkana, Oktay Akbal da böyle yapmıştır. hep kuşkuyla bakmışımdır.
şimdiye dek gelen hükümetler Bunlarda belli bir kendini gösterme
kültür propagandasına, kültür Şurasını belirtmekte fayda var: niyetinin yattığını herkes bilir. Bu
gelişmesine pek önem vermediler, Uygarlıkla sanat arasında pek kitaplar kimseyi etkilemez. Gerçek
siz başbakanlığınız sırasında bu öyle sıkı bir bağlantı yok. Mağara kültür, propagandaya gereksinme
konuda ne gibi işler, atılımlar adamlarının mağara duvarlarına duymaz. İhtilal ’den önceki Rus
yapmayı düşünüyorsunuz şeklinde çizdikleri resimleri, günümüze edebiyatını dünyaya Ruslar değil,
bir soru yönelttiğini yazıyordu. yaklaşarak zenci sanatını düşünelim. batılılar tanıttı. Sanat önce kendi
Yirminci yüzyıl başlarında geri bir toplumunda gelişir, doruğuna varır,
Bizim içimizde, öteden beri bir türlü toplumun ürünü olan zenci sanatının ondan sonra başka uluslara, başka
çözüp rahata kavuşamadığımız yirminci yüzyılın uygar batı sanatını toplumlara yayılır. Propaganda
bir kördüğüm vardır. Deriz ki, biz, nasıl etkilediğini hepimiz biliyoruz. insanları üç beş gün kandırır, oyalar,
kaşımız, gözümüz, giyinişimiz, Demek ki uygarlıkla kültürün bir kolu oysa gerçek değerler yüzyılların
yaşayışımız bakımından Avrupalı olan sanat arasında sıkı bir bağ yok. içinde dipdiri kalmasını bilirler.
gibiyiz, hele Atatürk’ten sonra tam Yine şurasını da belirtelim ki uygarlık
bir Avrupalı oldu ama Avrupalı bizim doğa güçlerine egemen olmak, Peki, devlet kültürün gelişmesine
böyle olduğumuzu bilmiyor. Uygar bu egemenliği sağlayacak düzeni hiçbir yardımda bulunmasın mı? Bu
dünyada hala fes giydiğimizi sananlar kurmak anlamına geliyorsa, bize tam çok karışık bir sorun olarak görünüyor
bile var. Tanıtalım kendimizi batı uygar bir toplum denemez. Hem artık bana. Toplum olayları öylesine
dünyasına. Ulaştığımız aşamaların az gelişmiş, ya da gelişmekte olan bir karışık ve iç içe ki, öyle koşullara

