Page 195 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 195

193






               EDGAR  WALLACE  ise,  çalışmaya       BERNARD      SHAW,     Ayot,   St.   verirmiş.  Böylece  içinde  bulunduğu
               başlamadan  önce  bir  işçi  tulumu   Lawrence’deki  evinin  bahçesine  bir   ortamın  havasından  uzaklaşıp  bir
               giyer,  sonra  da  kendini  hava      kulübe  yaptırtmış  ve  tüm  yazılarını   düş  evrenine  girermiş...  Bu  tutkusu
               akımından  korumak  için  çevresini    burada kaleme almış.                nedeniyle banyoda, su içinde yazdığı
               cam  paravanalarla  çevirttiği  büyük                                      da olurmuş...
               masasının  başına  geçermiş.  Bir     Shaw,  kendine  göre  düzenleyip
               yandan  durmadan  çok  şekerli  çay   geliştirdiği   bir   steno   yazısı   WORDSWORTH,  hiçbir  yapıtını
               içer,  öte  yandan  da  bir  “dictaphon”a   kullanırmış.   Sonradan   daktilo   evinde,  çalışma  odasında  yazmamış.
               konuşurmuş.  Böylelikle  dakikada     makinesi  ile  yazmaya  başlamış.    Bu  ünlü  İngiliz  şairinin  hizmetçisi,
               ortalama  60  sözcük  “yazabilir”miş.   Ancak,   silik   şeritlerden   nefret   herhangi  bir  ziyaretçiyi  görünce,  bir
               Ünlü  dedektif  romanları  yazarı,    edermiş.  Şerit  silikleşince,  makineyi   şey sormasına fırsat bırakmadan şöyle
               genellikle  gündüzleri  uyur,  geceleri   kaptığı gibi tamirciye götürür, şeridi   demiş: “Burası efendimin kitaplığıdır.
               çalışırmış.                           değiştirtirmiş!                      Kendisi  şimdi  çalışma  yerinde;
                                                                                          kırlarda bayırlarda dolaşıyor.”
                                                     MARKTWAIN de yatakta yazanlardan...
                                                     Yatağa  uzanıyor,  kağıtları  dizinin   ALEXANDRE  DUMAS, en yeni, en
                                                     üstüne  yerleştirip  başlıyor  kalem   süslü giysilerini kuşanıp yakasına da bir
                                                     oynatmaya...  Yazdıklarını  yatağın   çiçek yerleştirdikten sonra otururmuş yazı
                                                     üstüne  ya  da  yere  atıyor.  Yanındaki   masasının başına. O da hiç ara vermeden
                                                     komodinden  piposunu  doldurup       çalışırmış.   Hatta,   söylentiye   göre,
                                                     boşaltırken yararlanıyor... “Bana güzel   romanını  bitirmeden  evden  çıkmamak
                                                     bir yatak verin, size ölmez başyapıtlar   için  ayakkabılarını  ve  çalışma  odasının
                                                     vereyim” sözü onunmuş!               anahtarını hizmetçisine verirmiş...



                                                     WALTER     SCOTT,    erkencilerden.   DICKENS  ise  romanlarını  büyük,
                                                     Sabahleyin  çok  erken  kalkar,  kahvaltı   görkemli  çalışma  odasında  kaleme
                                                     yapmadan  yazı  masasına  otururmuş.   alırmış.  Düzgün  bir  elyazısıyla  mavi
                                                     “Ivanhoe” adlı ünlü romanını ise hemen   renkli  kağıtlar  üzerine,  kağıdın
                                                     hemen  çalışmasına  hiç  ara  vermeden,   rengine  yakın  tonda  mürekkeple
                                                     gece gündüz bir çırpıda yazıp bitirmiş.  yazarmış...



                                                     JAMES  JOYCE’un  yatağında,  yüz
                                                     aşağı  yatarken  yazdığı  söylenir.  Eski
                                                     tip  siyah  mürekkepli  kalemle  ilk
                    David Levine’in çizgileriyle Henry James  müsveddelerini  çizen  Joyce,  daha
                                                     sonra  kırmızı  kalemle  düzeltmeler
               HENR Y  J AMES,    a y a k t a        yaparmış...
               yazanlardanmış.  Çalışma  odasının
               çeşitli  yerlerine  yüksek  sehpalar
               yerleştirir, bunların üzerine kağıtlarını   SCHILLER’in   yazı   masası
               dağıtırmış. Ve düşüne düşüne dolaşır,   üzerinde  ekşi  ya  da  çürük  elma
                                                     bulundurmaktan hoşlandığı söylenir.
               aklına  gelen  cümleyi  en  yakınındaki   Yazar,  elmayı  sık  sık  koklamaktan
               kağıda geçirirmiş. Böyle dolaşa dolaşa   pek  hoşlanırmış.  Bu  koku,  ona
               çeşitli  kağıtlara  yazdığı  cümleleri   yağmurdan sonra bir ormanda, otlar,       ÜLKÜ TAMER’ in yönettiği
               sonradan birbirine “monte” edermiş.   yapraklar  arasındaymış  izlenimini         Milliyet - Sanat Dergisi 1980
   190   191   192   193   194   195   196   197   198   199   200