Page 200 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 200
198
kadar özgürlükle sarmaş dolaşken şimdi Murat Belge’yle Berna Moran Evet şu kabulümdür; eleştirinin
eleştirinin koyu bir istibdat dönemi aynı kişilerdir, diye bilir miyiz? Ya konusu bir başkasının anlatısı
yaşadığı dört dörtlük ortadadır. Niye da Fethi Naci, Asım Bezirci, Rauf üzerine kurulmuştur. Bu yüzden
mi, örnek vereyim. Mutluay, Memet Fuat, Hilmi gerçekten çok geçerlilikten söz eder.
Yavuz’un ya da Konur Ertop’la Ama bu söz edişte, şiirde olduğu
Bir romancıyı ele alalım. Kişilerini Doğan Hızlan’ın, Adnan Binyazar’ın gibi, tek yanlı bir konuşmacının
istediği gibi konuşturuyor. Bu bir birleriyle ilgisi çağdaş olmanın seslenişini aramak boşunadır. Bende
konuşmaları dilediği gibi yargılara ötesinde , insan olmanın ötesinde onu yapmak istemiştim; Sanat
ulaştırıcı bağlarla örüyor. Yapısal neyle açıklanır? Ağzına içki koymayan olay’ındaki “biz’’ nesnellikten başka
sağlamlığının güçlülüğü oranında Attila İlhan’la, içkisiz yaşayamayan ölçüt tanımayan alçakgönüllü bir
başarısı artıyor. Hiç kimse demiyor Behzat Ay gibi... davranışın seslenişiydi, Yazko’daki
ki filan kişi niye böyle konuştu? “ben’’se, bilimce-nesnel davranışın
Ama eleştiride böyle mi? Her şeyiniz Eleştirmenin yaptığı işler, nerede bırakıldığını gösteren toplumsal
sınırlanmış. Neyi, nasıl, ne kadar, ne başlar, nerede biter? Bana sorarsanız ipucu...
biçimde, söyleyeceğiniz ya tahmin ki sormanız gerekir ey sevgili
ediliyor, ya da ikinci bir seçenek okuyucu, ey iyi niyetli okuyucu, İzin ver ey okuyucu, bu kadarcık
bırakılıyor. Fazlasına duvar örülüyor sorunuz bana, yanıtım şu ki, bunu uslub özgürlüğü de benım hakkım
adeta. Hani, bir yapıtı eleştiriken, eleştirmenin kimliği saptar. Yukarıda olsun! Arkadaşıma da öyle dedim...
araya filan arkadaşınızın şöyle şöyle şöyle bir andığım dostlar, ki her Söylenecek bir şey olmalı. Görülen
düşünceleri de koysanız, itirazlar birinin kuracağı Zekeriya Sofrası şu ki, yapıtların pek çoğu yazıldığı
başlıyor. Halbuki sorun “üslub’’ ve ayrı olcağına göre, değerlendirmeleri günlerin dışında kolay kolay
onu çekici kılma, eleştiriyi okutma ve değerlendirme yolları da ayrıdır. ilgi toplamıyorlar. Arkadaşın
için başvurulan teknikler sorunu... Aslında ayrı ayrıdır da asıl sofrayı yayınevi reklamı, yazarının çabası,
Dikkatinizi çekerim. kurandan çok, sofraya çağırılanların eleştrmenlerin dikkat çekmesiyle bir
değerlendirilmesi önemli değil süre salınıp boy gösterebiliyorlar. Bu
Klasik ya da “resmi’’ demek istiyorum midir? Tıpkı eleştiriyi eleştiri yapan güçler desteklerini çektiler mi, gelsin
resmi anlayışta cizilen bir çatık kaşlı okuyucunun ortaya koydukları edebiyat müzesinin tozlu rafları...
eleştiri üslubu vardır. Şöyle şöyle birbirinden çok farklı “Son Akşam
şöyle: Tamam. Sanki insanın sarhoş Yemeği’’ tabloları gibi... “Her kitap yazıldığı gün eskimeye
olup olmadığını dümdüz bir çizgide başlar’’ diyor eleştirmenin bitanesi.
yürütmekle anlmaya yarayan primitif Değilse eleştirmen, sanatçılara, oklar Doğrudur bunun önüne geçilmez.
bir yol gibi, sekiz çiziyorsanız gittiniz, atan bir kirpi olmadığı tersine kimi Hergün toplum değer yargıları, hayat
sarhoşsunuz. Ya da şöyle şöyle şöyleyi yerde atılan oklara kalkan olandır. Ok anlayışı, dili, düşüncesi değişirken,
aştınız mı eleştirmen değilsiniz. Hey ve be-o-ka atan onları kendileriyle kısacası her şey diyalektiğin, altüst
babam hey! Kim diyor yahu? Kim? hesaplaşmaya çağıran bir sanatçı hiç olup yeni bireşimlere dönüşürken
değildir. Hele hele de bunlar yapıyor bir ürünü eski tazeliğinde tutabilir
Yansıtmacı eleştiri, tatsız tutsuz bir diye sanatçı dalkavukluğu yapan misiniz? Kuşkusuz yazıldığı günde
şey. Dolmuşa biner de ister istemez sanatçı hiç mi hiç değildir. eskimeye başlayan bir kıtabin yerini
şöförün teybinde ki iki yüzyıl yenisi dolduracak, taze kan alacak.
önceki zevklerin müziğini dinlemek Nerden nereye değil mi? Aslında Böylece hayat durmadan yenileyecek
zorunda kalırsınız ya işte öyle bir şey! birinci tekil kişi ile birinci çoğul kişi kendini. Bunlara evet ama zamana
Kuru kupkuru, görseniz olmuyor, olarak yazdığım yazıların hesabını karşı direnme gücü olan sanatta
görmezsiniz olmuyor. vermeye kalkmıştım; ne oldu! Adeta eskime böylesine hızlı çabuk olursa,
eleştiriyi yücelttim. Zinhar böyle bir sanat adına bir olumsuzluk var
Oysa eleştiri eleştirmeni eleştirmen amacım yok. Böyle sonuç çıkıyorsa, demektir. Düşünüyorum da; zorunlu
de eleştiriyi yaratmıştır. Eleştiri bu da bir üslub sorunudur! Eleştiri öğretim dışında. Koskoca Divan
eleştirmenin ta kendisidir. Kalkıpta edebiyatın en büyük erkek kardeşidir! Edebiyatı’nın ürünlerini kaç kişi

