Page 201 - KÜLTÜR ATÖLYESİ III
P. 201
199
eline alıp okuyor bugün? Cumhuriyet savunduruklu, mazılı, en önemlisi de ürünün güncellikten uzaklaştığı
döneminin yüzlerce yazarından kaçta “tekerleri meşeden” kagnısı değildi. ölçüde evrenselliğe yaklaşacağını
kaçı klasikleşme evresine girebildi? Demek ki Anadolu’nun binlerce dünüyorum. Çağımızda kitle
Aşağı yukarı 10 yıl saltanatını süren yıllık Eti uygurlağından kalan iletişim araçlarının böylesine hızlı
ikinci yeninin tüm şiir kitaplarını “çarık”, “karasaban” gibi “kağnı”sı da geliştiği kültür alışverişinin bu denli
yeniden basıp piyasaya sürseniz kaçta tarihe karışıp gidiyordu artık. “Biz yaygınlaştığı ortam da bu gereksinim
tane okur bulabilirsiniz? Dünün dünyadan gider olduk/Kalanlara daha bir büyümüştür.Artık kapalı
koskoca köy Edebiyatı niçin okunmaz selam olsun” diyen “Yunus-u Biçare” bir köy bölge yok ve geniş bir yurt
oldu? İki gün sonra Avrupa devletleri gibi sessizce çekilip çıkmışlardı düzlemi vardır. Bu yurt düzleminin
yabancı işçileri yol verse, bu günlerin aramızdan. Bunlar çekilip çıkınca açıldığı dünya ortak kültür harmanı
en gözde konusu olan “dışgöç da şiir belli bir uzaklığa düşmüştü. vardır. Çağdaş bir sanatçı buna
edebiyatı’’ ne olur acaba?.. Bu sorular Sanıyorum o oranda de eski etkileme gidecek yolları arayıp bulmak
daha da coğaltılabilir. Cemal Süreya gücünü yitirmişti. zorundadır. Güncelliğin, günübirliğin
Milli Sanat Dergisi’nde (15 aralık tuzaklarının bilincinde olan ustalar
1981) şöyle yazıyordu. Dilimizde Bunları söylerken Kulebi’nin o bunları ele almaktan hiçbir zaman
ve hayatımızda Hamid’in kitabı güzelim şiirini güncelliğe tutsak korkmamışlar. Ama bunları tarihsel ve
kapanmış bir kere. Onun gibi daha etmek istemiyorum. Çünkü evrensel perspektif dönüştürmeyide
bir çoğunun kapanmış. Her şeyi sıfır güncelliğin üzerine kurulmuş bir şiir ihmal etmemişlerdir. Ceyhun Atuf
noktasından başlattığımız için, eski değil Sivas Yollarında. Aksine, tarihsel Kansu’ya ölümüne yakın gğnlerde
deneylerin bizlere katkısı olmamış. bir tematiğin binlerce yıllık Anadolu sormuşlardı. “Yurdumuzdaki
Eskilerden hiç yararlanmamışız. geleneğinden, Anadolu dilinden çocukların kızamıktan ölmedikleri
damıtılışının şiiridir. Böyle olduğu günler geldiğinde, sizin o ünlü
Değişmeler içinde bir ürünü eski halde zaman karşı dayanmasız sınırlı Kızamık Ağıdı şiiriniz hala okunur
tazeliğinde tutabilir misiniz? kalmıştır. Belli ölçülerde eskiyip mu dersiniz?” Kansu, büyük bir
Yazıldığı günde eskimeye başlayan aşınmıştır. Çünkü sanat ürününü insanlık sevgisiyle şöyle demişti: “Tek
bir kitabın yerini yenisi dolduracak ayakta tutan maddi destekler yurdumun çocuklarının kızamıktan
taze kan olacak altından çekilmiştir. Bir çeşit boşlukta ölmeyeceği o günler gelsin de, benim
kalmıştır. Zamanın bu boşluğu daha şiirim okunmazsa okunmasın.”
Geçenlerde Cahit Kulebi’nin Sivas da büyüteceğini sanıyorum. Böyle
Yollarında adlı şiirini Lise birinci olunca da yazıldığım yılların gencini Sanıyorum zamana karşı hızla eskiyen,
sınıfların Edebiyat dersinde kuşatıp sardığı gibi günümüzün aşınan sanat ürünleri karşısında
inceliyoruz. “Bana bir kağnı resmi ve geleceğin gençliğinide kuşatıp tek tesellimiz Kansu’nun duyarlılığı
çizecek var mı çocuklar?” dedim sarmayacaktır herhalde. olacak. Hiç olmazsa yaşadığı günlerde
öğrencilerime. Bir çok parmak kalktı. işlevini yerine getirmiş bir sanat
Tek tek kara tahtaya kaldırıp kağnı Görünen o dur ki, zamana karşı erinin yüce duyarlığı.
resmini çizdirdim onlara. Kiminin direnmek zorunda olan bir sanat
çizdiği kağnı resmi elarabasına, ürününün ilk alt edeceği şey Ne dersiniz?..
kimininki atarabasına, kimininki güncelliktir. Zamanın yıpratıcılığına
daha garip şeylere benzedi. Bu karşı direnebilme gücünün güncellik
başarısızlık öğrencilerin resimlerinin noktasından uzak durmayla doğru
zayıflığından kaynaklanmıyordu. orantılı olduğunu sanıyorum. Yazdığı
Çocuklar kağnıyı tanımıyordu romanlarının dilini yıllar sonra
bir kere. Onu kitap sayfalarında yaşanan dile geri çeviren Halit Ziya
kalmış resimlerden yarım yamalak Uşaklıgil’in yaptığı bir bakıma bu
anımsıyorlardı. Çizilenlerin hiç biri değilmidir? Bireyden çok toplumu,
Anadolu’nun oklu, köplü, zelveli, şimdiden çok gününü, geleceğini
boyunduruklu, kayışlı, dayaklı, etkilemek zorunda olan bir sanat Sanat Olayı - 1982

